Yeşilçam'a ne oldu?

GTA'nın blogunda Yeşilçam filmlerinin konusu geçiyordu. Çok da uzak olmayan bir geçmişe geri dönüverdim. Ortalama 25 yıl süren hayatımda kaliteye sahip Yeşilçam filmlerinin neredeyse sonuna gelmiştim. Elbette ki ben doğup kendimi bildiğim zamanlarda bu sektörün bazı kilit isimleri hala hayattalardı. Şimdi sorsalar hangi ünlü ile tanışmak istersin diye -zaten pek çoğu ile tanışmış olmamı bir kenara bırakarak- kesinlikle Adile Naşit derdim...

Sahi, Adile Naşit vardı ekranlarda, Kemal Sunal vardı, Tarık Akan vardı... Hepsini bir köşede unutup yerlerine yenisini koymaya çalışmamız ne kadar komik değil mi? Özellikle bu saydığım isimlerin yanlarından geçemeyecek kadar basit ve dünyadan pek nasibini alamamış olanları...

Cem Yılmaz gibi, Şahan Gökbakar gibi...

Herşeye rağmen işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışanlar da var, özellikle yeni yetişen tiyatroculardan bazıları ve eskilerden Demet Akbağ ve Yasemin Yalçın... Yeni yeni de Ata Demirer.

Şimdi yapılan komedi filmleri gerçekten komedi mi? Lüksün, zenginliğin ve çarpık ilişkilerin hayatın olağan detaylarından birisi olarak gösterildiği yapımlarda oynayan ve yaşı otuzların ortasına varıp da hala liseli çocukları canlandıran ve bir türlü büyüyemeyen insanları takip etmek ne kadar iç açıcı? Kara mizahtan öte ne görüyorsunuz o filmlerde?

Nerede o 'Neşeli Günler', 'Tosun Paşa', 'Hababam Sınıfı'...

Ekranlarda küfürün ve hakaretin bir eğlence biçimi olarak kabul edildiğini gördükçe, önümde yükselen gelecek nesillerin gidişatlarının hiç de iyi olmadığını daha iyi anlıyorum. Ne oldu o güzelim Yeşilçam filmlerine? Nerede o aile bağlarını güçlendirme mesajları veren filmler? Ne oldu o 'büyüğe saygı - küçüğe sevgi' temalarında işlenen ve bel altından vurmadan da güldürebilen filmlere?

of of.

1 yorum :

  1. Tebrikler. Neden "Neşeli Günler" gibi filmler hala seyredilebiliyor sorusunun cevaplarından birini bulmuşsun :)

    YanıtlaSil

Copyright © xCoach. Designed by OddThemes