Ramazan yan gelip yatma ayıdır.

Bu yazıda size Ramazan bereketinden ve bu bereketin ülkemize getirdiklerinden bahsedeceğim.

Bir kere dünyaki hiç bir dinde Ramazan'da 'sabah ezanı ile akşam ezanı arasında aç-susuz oruş tutulur' gibi katı ve bir o kadar da gereksiz bir ritüel yok; 'açların halini anlayacağız!' modu on... siz öyle sanın.

Ramazan bereketi aşağı ramazan bereketi yukarı diye televizyonlarda yırtınan insanların da hangi dünyanın insanı olduğunu ciddi ciddi merak ediyorum; yada Türkiye'nin neresinde yaşadıklarını. Hangi bereket bu?

Kezbahn'a Ankara'dan iki kat esvap satın alıp yaşadığı şehre gönderdim. Ertesi gün beni çığlık kıyamet aradı; e bunlar uzun kollu?! Halbuki satın alırken 'bir tane S bir tane M; kısa kollu iki tane beyaz tişört almak istiyorum' dedim. İşini en iyi yapan esnaf formatına sabahın 9'unda kasasına attığım bir sürü para ile iyi bir siftah yapar diyordum. Çığlık kıyamet geri gönderdi, değiştirdim. Buraya kadar 20TL bir de kargo parası ödedik. Bari dönüşte yolcu otobüsüne vereyim de ekonomik ve çabuk gitsin dedim, verdim yolladım ertesi günü aldı eline; bu sefer birisi bayan tişörtü. Hey allahım!

Tişörtü yollamak için Aras Kargo'yu seçtim salak gibi; başka kargo şirketi kalmamış ve üzerine Yurtiçi Kargo'ya kıran girmiş gibi. Dönüşte yine Aras'a vermiş. İzmir Cd. şubesinden alıver şekerim dedi, öyle vermiş çünkü. Aras Kargo beni bir kez daha arayıp teyit aldı; Mithatpaşa yada Meşrutiyet şubesi vardı; Mediha Eldem'in orada; oraya lütfen. Karı daha ağzımdaki kelimeyi bitirmeden Sağlık şubesine yönlendirdi. İyi dedik. Şubeye gittik ki Sağlık Şubesi cehennemin dibinde, güneş tepemde, kahvaltımı yapmamışım karnım aç. Bi sıçarsın dükkanın ortasında bunlara; kargo zınk; yarım saat sonra şubede.

İş yok güç yok, web sitesi veya grafik işleri de durdu Private Shopping yapayım dedim. Tüm outlet mağazaları aynı ürünlerle tepeleme dolu. Eritelim şunları bir taraftan, para dönsün önden, biz de yolumuzu bulalım. Tek tek e-mail attım ünlü private shopping'cilere; tek bir tanesi geri döndü. Peki. Ürünlerini satacağımız mağazalarla konuştum hele bir Ramazan çıksın da! Ulan malın reyonda çürüyecek, hala Ramazan'ı çıkarma dedindesin.

Bu anlattığım hikayelerin temelinde içinde bulunduğumuz ayın Ramazan olması yatıyor. Ramazan olduğu için adamın tişörtleri üçüncü kez değişecek, Ramazan olduğu için Aras Kargo'daki kadın kargomu anlayıp dinlemeden başka şubeye gönderiyor, Ramazan olduğu için private shopping'imi sonraya bırakmalıyım.

Türkiye'de Ramazan demek bereket değil yan gelip yatma ayıdır. Ülkede Ramazan'ın adı duyulunca bütün işler yavaşlar, özel sektör sekteye uğrar, devlet dairelerinde iş yaptıracak kimse bulunmaz, bulunsa bile yarım saatlik iş için 3 gün git-gel yapılır çığlık kıyamet sinir krizleri geçirilir. 

Ramazan diye yan gelip yatmaya meyili artan aynı toplumun bazı bireyleri, mesela orada burada ne olduğunu kendi bile bilmediği bir sakal parçasının etrafında 99 kez tavaf edip isteri krizleri dahilinde kendisini kaybedip türbe türbe dolaşırken hiç yorgun değil, yorgun olmadığı halde 'ibadet'ini yaptığı için kendisini mutlu bile hissetmektedir.

Ülkeni kalkındırmak, işini yapmak ve toplum içindeki görevini sorunsuz yürütmek de bir ibadet değil midir; ibadet anlayışınız aç kalıp ortalıkta salyalarınız akarken ağzınızın pis kokusuyla dedikodu yapmak mı?

Kusura bakmayın, ibadet anlayışımın içine bu garip anlayışlar girmiyor.

5 yorum :

  1. Baya nefret biriktirmissin. Simdi rahatladin mi?

    YanıtlaSil
  2. hayır. yazmadığım ve başımdan geçen daha pek çok şey var. bunları da yazarsam... belki.

    YanıtlaSil
  3. kişisel yanlışlıkları dinle bağdaştırman pek doğru bi yaklaşım olmamış diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  4. bu ilişkiyi zaten ben kurmuyorum. sarsaklıklarının sebebini ramazana bağlayan insanlar kendileri kuruyor.

    YanıtlaSil
  5. Doğru söze ne hacet. Cesaretin için seni tebrik ederim Coach.

    YanıtlaSil

Copyright © xCoach. Designed by OddThemes