Bir devirden Yalan Rüzgarı geçti

Kraliçe ile kol kola girdik (ne kadar doğal değil mi üst tabakadan birisiyle kol kola girmem) KC'nin merdivenlerinde konuşuyoruz;

- Senin yaşın da aslında bayağı var; sen şimdi Yalan Rüzgarı'nı da biliyorsundur...

Arrow'un önünde yeni sezon ayakkabılara bakıp ereksiyonumu gizlemeye çalışırken; aynı zamanda ağzımın sularını toplarken kendisi bana hayatımda duyduğum en büyük şoku yaşatıyor;

-Yalan Rüzgarını izliyordum, sahnede yatağın başında iki kadın yatakta yatan çocuğa kötü bir haberi vermek için kıvranıyordu. o arada kalp krizi geçirmiştim, - anjio mu bişey olmuş - bir hafta yoğun bakımda kaldım, sonra üç gün daha kaldım; evden televizyon getirdiler. Kanalları çevirirken Yalan Rüzgarı'na denk geldik; iki kadın hala aynı çocuğun başında hala söyleyip söylememeyi düşünyorlardı, dışarı çıktıklarında çocuk kendi kendine sordu; acaba benden birşey mi gizliyorlar...

Karaltısı kalksın teneşirlere denk gelsin mongol karı, 3 aydır çocuğun başında atışıp durursanız çocuk tabi ondan birşeyler gizlediğinizi anlar. deyince alışveriş merkezinin ortasında kahkahayı bastım. O kadar kendimden geçtim ki kırmızı New Balance spor ayakkabılı, boynunda hayvan gibi bir kolye taşıyan, balcı kocaman ve kırmızı Puma tişörtlü ayı bile dönüp baktı, sanırım beni hafifmeşrep birisi sandı.

Yani bir nesil böyle yalanla riyayla, entrikayla birbirinin başına çorap örmekle yetişti. Kenar mahallelerde oturan, bütün gün oturup örgü ören ve aynı zamanda hamur işi tüketmekten poposu kocaman olmuş kadınlar bile en incesinden entrika kurup komşusunun başına çorap örmeyi öğrendi.

Annem, yedi sene boyunca akşam işten eve gelip yemek yedikten sonra Yalan Rüzgarı'nın karşısında otururken 12 kişilik koskoca bir masa için elinde dantel işi küpür masa örtüsü bitirdi; ben daha ne diyeyim?

Eylül 25, 2011 1

yalan rüzgarı