Şemale ile 24 saat

Bildiğiniz gibi Kezbahn ablanızın bir diğer takma ismi yaklaşık bir senedir Şemale. Bu basit, ucuz, paçoz ve sıradan rumuzlu insan, haftasonu ani bir kararla Ankara'ya teşrif etti.

Şemale'nin gelişi için sevgili eşim Domates'in evine acilinden bir teşrifatçı çağıramadığımızdan saat 12'ye doğru iki insan görelim maksadıyla Tunalı'ya gittik. Sokaklar nasıl serin nasıl serin; 18 dereceyi filan gösteriyor termometreler. Biz de birer Starbucks Chai Tea Latte ile ısınmak istedik ama o da ne; Tunalı Hilmi gibi bir yerde saat 12'de kapanıyordu her yer! Neyse...

Bir süre Kuğulu'da oturdu; yaklaşık 1 saat kadar. Sonrasında Tunalı'da bir aşağı bir yukarı turladık ardından Esat'taki standart çorbacıya gitmeye karar verdik. Keyifli bir akşam çorbasının ardından (biz otururken bir diva girdi içeri; yoluşsak kesin beni parçalardı, işte o  kadar vamp) Şemale'yi almak üzere Armada'ya geri döndük.

Karının geldiğinde sabah ezanına ortalama 2 saat filan kalmıştı. Yolda oyalana oyalana, balataları yaka yaka gelmişler. Eve geçtik ve loş ışık altında çok elit sohbetlere vakıf olduktan sonra uyuduk.

Sabah büyük bir şok ile uyandım. Sevgilim ile uyumam gereken yatakta yaklaşık 113kg'lık bir fok balığı vardı. Uyku sersemi öyle sandım en azından. Karı sözde Akdeniz'de yaşıyor; kilo veremedim, göbeğim büyüdü filan bahaneleri altında bütün yaz boyunca güneş görmemiş bembeyaz bir beyaz peynir kıvamındaki devasa göbeğini kaşıya kaşıya bir hal oldu etraflıca. Çığlık kıyamet yataktan defedince artık kalkmanın vaktinin geldiğini anladık.

Şemale'nin daha önce konserlerini izlediğim ve birisinde de fiili olarak çalıştığım arkadaşı da bize katıldı (sanırım artık Ulus'taki bir pavyonda çıkıyor). Sevgilim bize fesleğenli omlet yaptı, lor peyniri karıştırdı, doamtesli ve mozarella peynirli İspanyol ekmeklerinden kızarttı. Imm, belki de keyifli haftasonu kahvaltısının tanımı buydu.

Şemale'nin ve arkadaşının o gün işleri vardı ve çıktılar. Biz de sevgilimle evde kaldık ve akşama doğru çıktık. Planımız akşama Şemale ve arkadaşlarıyla buluşup pavyon gülünün yeni derecesini kutlamaktı. Bu sebeple Tunalı'daki Random'a gittik. Mekana daha önce de gitmiştik (Şemale ve kızla lunaparka gitmemiz ve arkasından bindikleri hızlı trende kaymalarından hemen sonra). Fiyatlarında biraz abartı var, kış geliyor diye zam yapmışlar ama ton balıklı salata + sandviçi sevdim ben.

Gecesine Şemale'nin arkadaşında kalacaktık ama travesti bara gitmek istedikleri ve kafamız daha fazla müziği kaldıramadığından sevgilimle eve döndük. Şemale ile elit ve yüksek kalitedeki sohbetlerimiz sürdü. Sabahına ise yine aynı fiyasko: tek kişilik yataktaki fok balığı mevzusu.

Kahvaltı için ODTÜ'ye gitmeye karar verdik kesinlikle legal yollardan. Şemale'nin pavyonda çıkan arkadaşı da bize katıldı yine, yanında tabii ki bir Alfa jiletta süren bir kızla. Keyifli bir kahvaltı beklerken saat 1'de Doyurucu'da hiç birşey kalmamıştı. Ben iki boş sandviç, 2 dilim peynir, 1 börek ve fıstıklı fındıklı pasta ile 1 büyük portakal suyuna 15 lira bayıldım. Gerçi içim gitti ama elitliğimden ses çıkaramadım.

Kipa'da 1 TL günler başlamıştı. Ben de 10 tane kadar ıslak mendil aldım. 5 TL'ye de Molped.. Elimde onlar ve kocaman bir Tchibo çantası olduğu halde otobüsle eve geldim.

Filan.

Yorum Gönder

Copyright © xCoach. Designed by OddThemes