Çoğu zaman yaşadığınız ve buradan pek de değerli gibi gözükmeyen hayatlarınızda karşılacağınız en bol şey aslında reddedilmek. Başarılarınız konusunda iflah olmaz kıskançlıklar barındıran, mevcudiyetinizden rahatsızlık duyan, sizi beğenmeyen, hoşlandığı erkek ile fingirdediğiniz için sizi bir kaşık suda boğmak isteyen yada gizli olduğunuzu sandığınız ama durduğunuz yerde dahi dalgalanmayı başarabildiğiniz için etrafınızdaki bir çok insan fikirlerinizi, düşüncelerinizi, taleplerinizi ve isteklerinizi reddedecek. Bu, hızlı yaşam ve yaşamdan da hızlı tüketim toplumu içindeki vahşi ve sonunda ölüm olan acımasız bir güreş gibi.
Nasıl ki sevmekten korkmamanızı öğütlüyorum (ne zaman verdiysem bu öğüdü size?), reddedilmek de sizi yapmak istediklerinizden vazgeçirmemeli beybilerim. Reddedilmekten çok mu bezdiniz yada hayattaki herkesin sizi reddederek ölümünüzü istediğini mi düşünüyorsunuz? O zaman daha çok işe yarar şeyler ortaya koymaya çalışarak işe başlayacaksınız. Birisinin yapmak istediğiniz bir şey için sizi, elindeki imkanlar dahilinde kısıtlaması kadar iğrenç ve acımasız başka bir şey yok fakat korkmadan, yılmadan, başarana dek deneyeceksiniz. Söz mü kızııaam?
Mesela ben. Beş sene boyunca bir müzik olulunun sınavlarına girdim ve her seferinde belli bir aşamadan sonra eve yollandım. Ama bu pes etmemi sağlamadı. (Tamam belki arada bir yerlerde pes etmiş olabilirim.)
YanıtlaSilSonra ne oldu peki? Şu anda o okulun öğrencisiyim.
Denemek ve pes etmemek önemli.
vazgeçmemek güzel.
Silmesela ben, şimdi vazgeçersem Ankara'ya geri dönmek zorundayım. Geçmezsem hayatım bambaşka yerlere gidebilir.
Bakalım.