Güven konusunu ayrıca bir gün 5 milyon paragraftan oluşan extended bir metin ile sorgularız aslında. İlk paragraftan da daha önce bir milyon küsür yüz bin kez bahsetmişimdir ayrıca.
Korkuyoruz. Elimizden bunun aksine bir şey gelmiyor. En ufak bir tedirginlikte denizin dibine attığı köküne tutunup kaybolan anemonlar gibiyiz.
Korku kaynaklarımıza dair elimdeki en somut kanıt ise toplum baskısı. Çok açık ve net.
Birbirimize fırsatlar tanımıyoruz, birbirimizi tanımaktan çok uzağız. İsteyerek ve ya istemeyerek çevremizdekilerden kaçma zorunluluğumuzun yanında biz erkeklerin içimizde var olan aldatma ve çok eşlilik duygusu sayesinde karşı cinsimiz ile yaşayabildiğimiz koşulsuz ve şartsız sevememenin yanında özenden ve hoş görüden de uzak duruyoruz. Belki de durmak zorunda kalıyoruz.
Bu yüzden artık insanlar tarafından fırsatların tanınabildiği ve fırsat tanındığında o fırsatı hak ettiği şekilde değerlendirecek birilerinin yaşadığı bir memlekete göçmenin derdindeyim.
Her defasında kendini anlatmanın ne kadar zor olduğunu bilen insanlar var bu hayatta. Elimden ne kadarı geliyor bilmiyorum ama, sanıyorum ki, hayalimdeki ideal adama ben bile yaklaşamamış olabilirim.
Umarım yeni bir yıl bana o adama ulaşmam için adımlar atma fırsatı tanır; ve sanırım o fırsatları artık biraz da kendimin yaratmasının vakti geliyor.
0 Yorumlar