Mesela salak gibi dün; gittim Pizza Hut'taki birine vuruldum filan. Ne gerek var? Neden benim hayatımda kimse yok; veya giremiyor? Girmesi için ne yapmalıyım, nasıl davranmalıyım...
Dorothy'5'i bu konuda çok taktir ediyorum. "O" (Kayseri'de yaşayan "o" değil) seni bir gün bulacak diyor ve ekliyor. Sabır Coach. Çok muhteşem aşklar yaşamamış ama en son yaşadığının geniş kapsamlı şahitlerinden birisi olarak ona hak veriyorum.
Duygularımın git gide köreldiğini hissediyorum. Erkeklere özel bazı ihtiyaçların zamanının geldiğini hissediyorum ama bunlar için herhangi bir çaba sarf edecek dermanım da yok. Tamamen bir aydır hiç hafta tatili yapmadan çalışıyorum. Ortada bir ruh gibi dolaşıyorum. Sürekli sırıtan, insanlarla iyi geçinmeye gayret eden. Ben patlarım az süre sonra. Sonra kovulurum filan... Fakat bir kraliçe sırdaşı her zaman gülümsemek zorundadır; ağlarken bile daima gülmelidir.
Arkadaşlarımı özledim, gerçekten dostum olan insanları özledim. Kezbahn, İçimdekiAyı, 438 filan olmasa ben iyice kafayı yerdim herhalde. İyi ki tanışıyoruz onlarla! Birlikte kısa da olsa geçirdiğimiz vakitleri özledim... Mersin'in sahilini özledim; Beşiktaş'ta Fransız çıtır ile içtiğimiz kahveyi; Ginger ve sevgilisi ile yediğimiz o harika akşam yemeğini özledim. Hatta bugün sabahtan istemeden Nano'yu kırdım biraz. Cesaret edip arayamadım bile. Onu bile özledim, sesini yeniden duyamazsam ne yaparım acaba?
Hayattan çok fazla şey beklediğime inanmıyorum şu aşamada; ilerisi içinse planlarım arasında bir ev ve güvenle seyahat edebileceğim bir araba almak da var. Ama sonra.
Ev ve araba sahibi olana kadar düzene sokmam gereken çok şeyim var... Unutmam gereken çok insana sahip yalnız bünyem. Mesela yarın; 06.08.2010, eski sevgilim evleniyor ve benim elimden gelen hiçbir şey yok. Gerçi alan memnun, satan memnun. Coach bok yesin! durumu.
Bana en çok dokunan herşeyi bu kadar kolay kabul edebiliyor olması. Bizi zaten hiç düşünmedi, orası ayrı; ama hiç bu çocuk ne olacak da demedi. O da bencildi işte, sadece kendini düşündü, kendi hayatını çizdi ve orada yalnız yürüyor. O çocuk ise kendi bir yandan kendi ayakları üzerinde durmaya gayret ederken öteki taraftan yeniden sevmeye çalışıyor ama beceremiyor; hatta nikahından bir gün öncesinde ağlayamıyor bile.
Bu kadar nasıl bencilleşti bu insanlar, hala bunu çözmeye gayret ediyorum. Ne yaşadılar bu kadar yüreklerini yaralayan? Neden hayat bu insanlara doğru yolu göstermedi?
Mutsuzum.
Hissettiklerimizin önüne geçen bencillik duygusu yüzünden yaşanıyor ya bu ayrılıklar. Biz yerine ben olduğu vakit, zaten biten bitmiş gidenin arkasından el sallamak düşer. Ama her yeni gelene temizleyemezsen kalbini,ruhunu sonrasında yaşanılanlar eskiler içinde yüzen bir çift kağıttan kayık olur gider...
YanıtlaSildepresyondasın bebemmm
YanıtlaSilbende an itibariyle girmiş durumdayım:((
gelde azcuk alışveriş yapalım kusana kadar yiyelim içelim....
seni bahariyede şahane bir yere götürcem.
arada kuytuda ama yemekleri şahane
asıl şahane olan da sınırsız açık büfenin 8 buçuk lira olması:)
ben ısmarlıcam tamam asma suratını hemen
Bir an yazıyı ben mi yazdım acaba dedim sahip olunamayan ilişkilerle ilgili kısmı okuyunca.
YanıtlaSilşunu yap bunu yap diyemiyorum. sonuçta kelin merhemi olsa kendi başına sürer değil mi ama :)
arkadaş özlemi kısmına girmek istemiyorum. hatırlattın bana yine. susssssss :P
@kk ; ;)
YanıtlaSil@gba; önemli olan zaten tatlar ayol. mekan o kadar da önemli değil. maaşıma kavuştum. bende ısmarlayabilirim :)))))
@depresif; hayattan benzer yaralar alıyoruz galiba.
sanırım seni anlayabiliyorum.
YanıtlaSilkendimede dediğim gibi "hayat devam ediyor"