Halit Ergenç'in saray hayatı dahilinde bir erkekle oynaştığını görmeyi hatta yatakta basılmasını filan izlemeyi tercih ettiğimi itiraf edebilirim sizlere can-ı gönülden. Sonuçta mavi gözlere karşı bir zaafım söz konusu olabilir ve bunun sizinle uzaktan yakından ilgisi yok.
İnsanları da seviyorum tarihlerine büyük bir özenle sahip çıktıkları için; sahiplenilmeli böyle şeyler. Osmanlı yıkılmış gitmiş, kalan prensleri ve prensesleri sürgün edildikleri Avrupa ülkelerinde gayet güzel bir demokrasi çatısı altında yaşamaya devam ederken ve hatta Türkçe diye bir dilden habersizken. Ne de olsa bize hala lazım muhteşem detaylarla süslü Osmanlı tarihinin yaldızlı sayfalarında yazan birbirinden harika olaylar, durumlar, yenilgiler ve kazangılar...
Kanuni'nin de bir erkek olduğunu, onunda erkeksel bazı ihtiyaçlar dahilinde yaşadığını, ve çocukların artık leylekler tarafından getirildiği yalanının da geçen yüzyılda kaldığını arada unutuvermeyin olur mu?
Sorun padişahın seks yapıyor olması mı? Bunu da bazen erkeklerle yaşaması mı? Şurada biz bizeyiz, itiraf edin hadi. Osmanlı saray hayatında 'oğlancılığın' son derece yaygın birşey olduğunu üzeri kapalı biçimde onayladığınız ders kitaplarından biliyoruz ama biz?
Yoksa bireysel haremlere sahip olamadığınızdan mı bu tepkiler? Dilinizin varmadığı ilişkilerin tarifini merak ediyorum ben.
Aynı Bülent Arınç Bergüzar Korel ve Halit Ergenç'in oynadığı Bin bir Gece'nin senaryosuna takılarak 'Kanser hastalarının masrafları devlet tarafından karşılanıyor, patronlarla yatmaya gerek yok' demedi mi? Bizlerde hani acaba hangi masraflar diye düşündüydük; binlerce lirayı bulan ilaçların SSK ödemeleri durdurulurken.
Ülkede savunmamız hatta uğruna savaş vermemiz gereken başka hiçbir şey kalmamışken Osmanlı tarihinin çarpıtılmış olmasının veya fazlaca sadık kalınmasının son derece ateşli biçimde savunulmasına da inanıyorum.
Çünkü Türkiye'de ortalama üç günde bir benzine zam yapılmıyor ve bizler de dünyanın en pahalı benzinini kullanmıyoruz. Belediye, ulaşımda kullanılan leş gibi; birer balık konservesi kavanozu formatındaki belediye otobüsleri sebebiyle ezilip büzülüp zam değil indirim yapıyor, ülke parça parça satılmıyor ve bizim seçtiğimiz insanlar bize son derece sadık biçimde hizmet ediyor; halbuki bizim onlara hizmet etmemiz gerekiyor...
AKP yandaşları ve MHP'liler galiba tek bir ortak noktada buluştu: Muhteşem Yüzyıl. İkisi de Osmanlı tarihinin çarpıtıldığını düşünüyor. Buınun üzerinden koalisyon bile kurabilirler. Osmanlı Tarihi şu aşamada bizler için o kadar önemli ki, kendi tarihimizi, rezilliklerimizi, karanlık günlerimizi ve halka yapılan zulümleri bir kenara bırakarak bunu tartışmalıyız.
Orda burda toplanıp gösterdiğiniz şu tepkilerin ortalama 1/4'ünü yapılan haksızca birilerini zengin etmek için yapılan zamlara ve elinizden alınan haklara karşı gösterseniz emin olun tepedekiler oraya halka hizmet için çıkarıldıklarını ve indirilmelerinin de son derece kolay olduğunu anlarlar. Ukrayna veya Kazakistan'ı örnek alabiliriz aslında bu konuda; sadece biz istediğimiz için orada oturduklarının farkına varmalı bu insanlar, bir gece uykularında düşürülebileceklerini de.
Ya da boşverin bütün bunları, Muhteşem Yüzyıl'ı izleyip arkasından uyumaya devam edelim biz. Nasıl olsa başta küresel ısınma sebebiyle dünya her gün sona biraz daha yaklaşıyor, sefamıza bakalım; bir sabah uyandığınızda da Güney Doğu'nun ayrı bir devlet haline geldiğini duyar iki şakşaklar geçeriz. O zaman da kendi "Muhteşem Yüzyıl" dizimiz için yaklaşık 12 ay cast çalışmaları yaparız hep birlikte. Ortaya çıkar Türklerin saltanat döngülerinin ortalama kaç yıl sürdüğü ve nasıl kendi kendilerini yiyip bitirebilmeyi başardıkları.
Muhteşem Yüzyıl vs.
Ocak 10, 2011
Adsız
Gene harika tespitler. Senin bu gündem yazılarına bayılıyorum coach. Böyle en çok okunan bir gazetenin manşeti olup sayfa sayfa herkese okutturulması gereken bir gözlem!
YanıtlaSilsaol bebiş.
YanıtlaSil