Elitize edilmiş, kapatılmış ve etrafındaki sosyoekonomik çevreden çeşitli yöntemlerle koparılmış bir 'proje' olarak lanse edilen yapı topluluğunun içinde özel okuldan, premium mağazalara, özel marinadan hastaneye kadar pek çok 'özel' şeyin varlığından bahsediliyor.
Öncelikle, bütünüyle bir sosyokültürel yapıyı böylesine özelleştirmenin, aşırı derecede zenginleştirmenin, insanları birbirinden ekonomik gelirlerine bağlı olarak koparmanın gereği var mı? Kaldı ki bütün bunları halktan alınan vergilerle finanse etmenin ve bu finansmanı düşük geri ödemeli faizlerle sağlamanın gereği var mı?
Etrafta onlarca yıkılmaya yüz tutan konut varken ve insanlar bu evlerin içinde yaşamaya, patlatılan gayrimenkul fiyatlarıyla mecbur bırakılırken, bence kalsın yani dünyanın hiç bir yerinde olmayan projesi filan. Konut stoğu yalnızca İstanbul ve çevresinde 1 milyonu geçmişken, cebini doldurmak isteyenler hala şehrin ortak kullanım alanlarından kendilerine 'daha çok' pay çıkarıp doğal manzaraları kendi çıkarlarına kullanmak ve bunları büyük paralarla yapmak derdindeler.
Sonrada çıkıp 'din, allah, müslümanlık'. Komşun açken sen tok uyumuşsun, biri hastayken sen iyi olmuşsun, haftada bir gün başını secdeye koymuşsun neye yarar yalnızca göstermelik müslüman olduktan sonra? Bence çoktan inandığınız öteki dünyanın ağırlığını ve korkusunu attınız üzerinden, öylesine sarhoşsunuz ki paradan, maldan, mülkten; gelecek kaygısını yaşamadan ömür boyunca o zenginliğin içinde yüzeceğiniz varsayıyorsuınuz fakat ben söyleyeyim de sonra gayrimeşru Kraliçe hatırlatmadı demesinler, hepimizin sonu götümüzde bir topak pamukla kara toprak.
Ötesini o zaman konuşuruz.
İyi yaşayalım, ihtiyacımız kadar yaşayalım, çevreye, diğer insanlara ve canlılara saygılı olup onların da yaşam haklarına saygı duyalım. (burada şuh bir kahkaha atmak istedim) Yoksa fakirden al zengine ver, kıyıları birbirinden muhteşem projeler (!) için kapat, gettolaşmanın önünü aç, insanları yaşadıkları mahallelere toplu ulaşım imkanlarını ellerinden alarak tık, AVM'leri pahalı ve boktan ürünlerle doldu; bunların devri geçsin artık mümkünse.
Biz büyük ihtimalle önümüzdeki büyük ekonomik krizi görürüz fakat bizden bir kaç nesil sonraki kuşakların pislikten arınmış bir Türkiye görme ihtimalleri olduğuna inanıyorum. Pek çok şeyde olduğu gibi benim neslim bu konuda da biraz deneme tahtasına döndü fakat ne yapalım; kader...
Bahsettiğin bu proje hangisi bilmiyorum ama son dönemde belgesel kanallarında dahi reklamı dönen bir "proje" var. Bizim de ilgimizi en çok o çekti... "New York, Hong Kong, Sydney, Londra'da böyle proje yok! Helikopter pisti, limanı, avm, okul....vıdı vıdı vıdı vıdı" sloganıyla ne kadar "delirdiklerini" gözlerimizle gördüğümüz bir inşaat sektörü var şuan. Arınmadan önce iyice pisliğe batma aşamasında olduğumuzu ve temizlenmenin yakın olduğunu umuyorum, yoksa ömür boyu çekilmez...
YanıtlaSilevet evet o.
Silondan bahsediyorum.
o detayları kaçırmışım ama.
ne kadar 'farklı' ve hayattan koparıcı değil mi?
mesela o çevreden biri hasta olsa ve oradaki pisti kullanarak helikopterle taşımak isteseler, kullandırmaz da bunlar.
ay aman neyse, elin derdi beni germesin bi yerde; 1000lerce işim var zaten...
rahat ol adamım, herkese takmıyorlar o pamuğu :)
YanıtlaSilakarı / kokarı olanlara sadece..
mim'in var benim blogda..
yantlansınnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn :D
Silsaol :)