Her şey hakkında bir şey mi, bir şey hakkında her şey mi?
Bu, bir kaç yıl öncesine kadar benim için herşey hakkında birşeyken profesyonel yaşama adım attığımda birşey hakkında herşeye dönüştü.
Kendini hiçbir şeyde yeterli hissetmemek duygusunu iyiye yorabilir miyiz?
Nelerden tatmin olup nelerden olmadığımızla alakalı. İş ve işleştirilmiş şeyler konusunda tabii ki de yoramayız, çünkü yetersizlik hissi başlıbaşına bir stres kaynağıdır. Fakat öğrenme hayatında yada ucunda bir şekilde kazanç olmayan durumlarda ise kendimizi iyi hissetmemek, bizi kamçılayan iyi bir motivasyon olabilir.
Kendini sınıf birincisi olan komşunun çocuğuyla mı yoksa notları kötü olan komşunun çocuğuyla mı kıyaslamak daha doğrudur?
Ben olsam, herhalde bazen çalışkan çocukla kıyaslardım kendimi fakat bir taraftan 'aman nasılsa bu kouda yalnız değilim' dediğim de olur.
Aşk; satranç mıdır yoksa tavla mı?
Benimkiler satranç. Bu yaştan sonra ihtimallere yer vermektense hareketlerimi önceden planlamayı tercih ederim.
Meslekten keyif almak mı, keyif aldığın şeyi meslek edinmek mi?
Bugün malesef çok az insanın kendi mesleğinden keyif aldığına inanıyorum. Çalışma arkadaşları başta olmak üzere dahil olunan ekibin herhangi bir üyesinin işindeki tutumu, ekibin her tarafını etkiler. Kişisel olarak yaptığım işten keyif almayı isterim, emekli olunca da keyif aldıklarımı meslek edinmeyi.
Olimpiyat stadında ilgisiz yüz binler mi, küçük bir sahnede coşkulu otuz kişi mi?
Kalabalığın coşturucu etkisinin varlığı bir gerçek. Binlerce kişiden herhangi bir tepki almamak yerine üç kişiden çılgıncasına destek görmek daha samimi ve şık olur.
Doğru anı beklemek mi, doğru anı yaratmak mı?
İkisi bence iç içe ve tabii ki hangi konudaki doğru an?
Kendini eleştirmek mi, kendini şımartmak mı?
Yaşamımın büyük bir kısmında eleştirilmekten hoşlanmadım. Çünkü beni eleştiren insanların beni eleştirebilecek pozisyonda olmadıklarını düşünüyordum. Bir kaç arkadaşımla yaptığım konuşmanın ardından bu düşüncenin başlı başına bir yanlış olduğunu genellemeler yapmamam gerektiğini fark ettim. Fakat, herşeye rağmen, kendimi şımartmayı pek çoğu gibi ben de seviyorum.
Tevazu erdem midir, kendine haksızlık mı?
Tevazu gösterdiğimde kendimi birilerinin karşısında daha fazla ezdirdiğimi fark ettim. Kendime olan saygım ve geçmişten bugüne kadar geliştirdiğim kişiliğim, bana insanlar karşısında kendime haksızlık etmek yerine erdemli davranmam gerektiğini gösterdi. Göreceli bir kavram olduğundan sınırlarını kendim çizebiliyorum.
Tatmin olmak; alkışlanmak mı, kendi içine sinmesi mi?
İşin aslı, alkışlandığım bir tatmin yaşamadım. Şimdiki koşullarda yaptığım bir işin içime siniyor oluşu, beni daha çok tatmin ederdi.
Sineye çekmek mi, yüzüne vurmak mı?
Bir kaç arsızca durum hariç, insan ilişkilerimde bu aralar fazlaca yüze vuruyorum. Toplu olduğundan daha az kırıcı oluyor.
Kendini ıspatlamak işle mi, sözle mi olmalı? Yoksa kendini bilmek yeterli midir?
Beni bilen biliyor! kafası son derece tehlikeli ve bencilce. Bugün, eğer bir konuda ben iyiyim! demek istiyorsan kendini yaptığın işle ıspatlamak zorundasın. Çünkü herkes düşünür (!), herkes konuşur fakat elde fiziksel ve somut örnekler olmadıktan sonra hiç birşeysindir.
Hata yapma hakkı diye bir şey var mıdır, yoksa göz göre göre hata yapılması engellenmeli midir?
Hatalar, öğrenmenin ve doğruyu bulmanın bir parçasıdır ve sürecin vazgeçilmezidir. Sayısı ve çeşidi ile ilgili çalışma yapılabilir.
Bir insanla sadece fiziki bir birliktelik, her iki taraf da kabul ediyorken, münasip midir?
İnsanların inanışlarındaki yaygınlık ve çeşitlilik, yeni birliktelik modellerini de birbirinde getirdi. Kişisel olarak bu yeni modellerin bir kısmını destekliyor ve sıcak bakıyorum. İnsanların iradelerini özgürce kullanabilme yetkisi kendilerindedir, bu yüzden aslında bana söyleyecek pek birşey kalmıyor.
Egoyu okşamalı mı, köreltmeli mi?
Fazlası iyi değidir egonun, fakat hiç olmayanı da makbul değildir. Nazik nazik okşanırsa her insana herşeyi yaptırabilirsiniz.
Kendin olmak nasıl bir şey? İnsan tamamiyle kendisi olabilir mi?
Ben kendim olmayı, fikir ve düşünce birliği içinde tutarlı davranışlar ve stabilitesi yüksek bir hayat tarzının içindeki sıradan rutinleri olan birisi olarak tanımlıyorum. Fakat insan bence tamamen kendisi olamaz. Çevresiyle olan etkileşimleri, diğer insanlarla olan irtibatı ve onların bireyi etkileme becerisi, kişilerin kendisi olma çabasında kalıcı yada geçici izler açabilir.
Sorular çok güzelmiş. Cevaplar da bir kişisel gelişim kitabındakiler gibi yalnız *.*
YanıtlaSilBiliyosun ki benim mevcudiyetim bir kişisel gelişim unsuru :P
Silyanıtlanıp linki atılsın.
xoxo
Aa yeni bir mim yani :) Yihhuu :) En kısa zamanda :)
Silbunu ve reenkarnasyon mimini yanıtla ivedilikle :)))
Silhttp://mutlulugundibi.blogspot.com.tr/2014/06/mimimsi-birseyler.html
SilYazdım kii :)
reenkarnasyonu da sonra yapacağım :)
İvedililikle olmadı pek ama napalım idare et :)
çok şık olmuş.
Silellerine sağlık :)