Misha'nın ifade ettiği şekliyle, özellikle İstanbul'da yepyeni bir trendin baş göstermeye başlamasıydı. Geyler kendi aralarında söz kesiyor, nişanlanıyor ve hatta evleniyorlardı. Nikahtan nikaha koşuşturan geyler törenlere giderken altın filan takıyorlardı. Bunun, şımarık, kirli, dejenere ve küstah bir eğlenme mekanizması olduğunu düşünmüştüm en başında. Kıçına giyecek yeni bir temiz kilodu olmayan hangi gey, içten içe ezeli bir düşman bellediği bir başka geyin nikahına yada düğününe giderdi ki; kaldı ki hem de bir çeyrek altınla...
Misha'nın iletisinin altında gullüm yapmıştık ve konu orada kapandı sanıyorduk. Yanılmışız.
Bu sohbetin üzerinden henüz on beş gün bile geçmeden televizyonda bir haberle karşılaştım. Türkiye'nin ilk gey evliliği gerçekleşti başlığını taşıyordu haber ve çekilen görüntülere bakacak olursak, iki damadın tarafı da işi baya ciddiye almışlardı. Teknelerle yanaşılan, süslenmiş mekanlar, davetiyeler, davetliler, pasta kesmeler ve birbirlerine yedirmeler filan... Bir günde İsviçre rahatlığına erişmiştik ve bunun altında mutlaka bir şeyler olmalıydı. Olmasa bile olması gerektiğini hissediyorduk olayı izleyen bir çok gey olarak.
LGBT kültürü, Türkiye'de de dünyadakine benzer bir şekilde yaşatılmaya çalışılıyor. Örneğin Avrupa'da yada Amerika'da gördüğümüz pek çok şeyi teklifsizce alıp gelivermemiz gibi oradaki LGBT kültürünü de aynen almaya çalışıyoruz ve o rahatık için çabalıyoruz. Daha önce de bir mimde yanıt verdiğim üzere, Türk toplumu, henüz öylesine hazır değil ve bunu, onları hazır hale getirmeden damdan düşer gibi kabul ettiremeyeceğimizi artık anlamamız gerekiyor. Bu zaten sadece LGBT kültürü konusunda yakındığım bir durum değil, iş yaşantımızdan kilodumuzun kesimine kadar bizden olmayan öyle çok şeyi bize katmaya çalışıyoruz ki!
Bu iki arkadaşın heyecanı da tipik şekilde fazla Avrupai geldi bana, ne yalan söyleyeyim. İlişkilerini sürdürebilmeleri için yeterli alt yapıya sahip olmadan Türkiye gibi bir yerde alenen ve birden ortaya çıkmanın cesaretinden dolayı aynı zamanda tebrik ettim içimden. Şimdi umuyorum ki hala birliktelerdir ve ilişkilerini sürdürüyorlardır.
Fakat ben bu arkadaşların neye güvenerek böyle bir ortaya çıkışa karar verdiklerini anlayamadım. Henüz öğrenci ve aktif olarak çalışma hayatında olmayan bireyler, böylesine ön yargıyla beslenen ve ibneliğin hala bulaşıcı bir hastalık olduğunu sanan bir toplumda geleceklerini nasıl kurmayı düşünüyorlar acaba? Babadan zengin değillerse açıldıktan ve tanındıktan sonra burada iş bulmaları ve hayatlarını kurmaları gerçekten çok zor olacak. Aldıkları ölüm tehditleri filan da cabası. Eskisiden daha fazla çabalamaları ve emek sarf etmeleri gerekecek yaşamlarını kurabilmek; belki de yaşamlarını sürdürebilmek için. İsterim ki, bir erkeği sevebilme özelliğine ve kabiliyetine sahip bu insanlar da düzlerle aynı standartlarda iş bulabilsinler. Ne yazık ki, bu özelliklerinin değeri bilinmeyecek.
Bir taraftan da acaba bu ortaya çıkışla, LGBT toplumu içinde öne çıkan örgütler tarafından destekleneceklerini mi sandılar acaba? O renkli görüntünün, elegan iletişim metinlerinin yada gezmesi bol insan hakları toplantı eventları mı boyadı bu çocukların gözlerini? Çoğunun kendine hayrı yokken onlara destek olacaklarını düşündüler mi? Haberden başka bir değer taşımadıklarını acı verici bir deneyimle öğrenmiş olabilir bu arkadaşlar. Tanrı göstermesin, aldıkları tehditlerden birisi fiilen gerçekleşse, bu örgütlerden alabilecekleri tek desteğin katillerinin davalarında boy göstermek yada Facebook'ta filan "Kardeşimsin" grupları açmakta başka birşey olmadığını anlamaları gerekiyor.
Lütfen deneyimleri göz önünde bulundurun açılıp saçılırken. Bu konuda Cybi'nin yazdıklarını mutlaka gözden geçirmek gerekiyor. Tarihe iz bırakırken dikkatli davranmak gerekiyor.
Neyse, çok fazla uzatmadan yollarının açık olması dileklerimi ileteyim, çünkü önlerinde sürekli olarak kapatılan o yolu açmak için gereğinden daha fazla çalışmaları, ezilmeleri, ötekileştirilmeleri ve kaybetmeleri gerekecek...
Of heteroseksüel erkeklere düz demekten vazgeçer misin? -(özden cerrahoğlu ağzı ile)
YanıtlaSilBir de kendilerini tehlike(!)ye attılar evet ama kös kös oturup beklemek haklarımızı almamızda hiç bir etken rol oynamıyor :( devir sosyal medya devri, ne olursa olsun en azından hiçbirşey gizli kalmıyor.
düzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz.
Sil:P
Ne yani sen ters anormal ya da abuk musun :/ heteroseksüel erkekler sosyal olarak üstün Görülmeleri haricinde üstün ve normaller mi ://///////
Silheteroları üstün filan görmüyorum ayol :) seni kızdırmak için yazdım bir üsttekini :)
Silbilakis, heterolardan bir farkımız yok homolar yada translar olarak :)
Ben bu konuda sana katılmıyorum.
YanıtlaSilEvlenen gay arkadaşlarla empati kuruyorum. Ben de Türkiye'ye ilk geldiğim zamanlarda dışlandım, hakarete uğradım. Ve bunun nedeni başka bir ülkeye ait olmamdı. Bu insanlar bu topraklarda yaşıyorlar. Ve sırf duygusal eğilimleri farklı olduğu için dışlanmayı ya da ölüm tehditleri almayı hak etmiyorlar.
Bazı şeyler mücadele edilmeden kazanılamıyor bu topraklarda. Demek ki o arkadaşlarda mücadele yolunu seçmişler. Tek dileğim yarı yolda yorulup, vazgeçmemeleri.
Türkçe'm iyi olsa daha neler yazacağım ama bu kelilmeleri anca denkleştirdim. :p
bi çok şeyi istemiyoruz, onlarla muhatap kalmak istemiyoruz fakat gerçekler de gün gibi ortada maalesef..
SilBahsettiğin çifti uzaktan da olsa tanıyorum. Gerçi üzerinden çok geçmedi ama bir sıkıntıları yok bildiğim kadarıyla. Evet nefret suçları kapsamında ben de onlar için endişeleniyorum. Ama yapmak istemişlerdir ve sonuçlarını da göze almışlardır bunda yanlış bir şey göremiyorum. Sen blog yazmak dışında bir eşcinsel olarak ne kadar yol kat ettin? Okuyucu kitlenin çoğu ya eşcinseller ya da bu konuda önyargısı olmayan insanlar zaten. Gay dendiğinde insanların aklına yalnızca cinsellik gelirken böyle gözler önünde bir evlilik en azından üç beş kişinin kafasında bir soru işareti oluşturmuştur belki.
YanıtlaSilBunun dışında derneklerle ilgili düşüncelerini de yanlış buluyorum. Hukuki açıdan bir problemim vardı. Bu konuda bir derneğin avukatından yardım aldım. Mail adresi, cep telefonu hatta ev adresine kadar her şeyini verdi. Öğrenci olduğum için ben aradığımda meşgule atıp bana geri döndü. O olaydan sonra aileme açılmıştım. Bu konuda da yabancı ve hiç yüz yüze görüşmediğim bir insan ne kadar ilgilenebilirse benimle o kadar ilgilendi. Davamdan sonra arayıp nasıl olduğumu sordu. Ne bir ücret aldı ne de başka bir talepte bulundu. Evet eşcinsellerin yaşadığı birçok soruna karşı aktif olarak bir şeyler yapamıyorlar, önüne geçemiyorlar. Ama bu biraz imkanların kısıtlılığından biraz da zaten yapabilecek daha iyi bir şeylerin olmamasından. Belki bilgin vardır İstanbul'da birkaç dernek kirasını karşılayamadığı için bir süre toplantılarını dışarıda yaptılar. Daha sonra taşındılar. Devlet tarafından sen güvence altına alınmazken derneklerin ne yapmalarını bekliyorsun?
zaten yanlış yaptılar demiyorum ben de :) sadece zamanlaması biraz yanlış mıydı diye soruyorum kendi kendime ;))
Silbana gelince. uzun zamandan bu yana hayatımın gey olmakla ilgili herhangi ekstra bir çaba yada farkındalık yaratmak üzerine kafa yormuyorum. Bu benim seçimim..