Geçen ay yazdığım ve konusunu "adam gibi" talep edildiğinde "gösterecek" olan CEO'nun içler acısı haykırışlarının oluşturduğu trajedik atmığın etkisi geçmeye başlamışken aynı tema etrafında yine benzer bir haykırışı seslendirmeyi uygun gördüm. Lütfen yazının sonundaki linke tıklayarak bir ton kadar çamaşır suyu sipariş ediniz ve bilgisayarınızla birlikte mümkünse tüm evi içinde siz de varken foşur foşur steril ediniz.
Kıskanmak, benim üzerinde zaman zaman düşündüğüm ve işin aslı, hemen hemen hepiniz gibi çoğunlukla da içinde kendimi bulduğum enteresan ve pis bir ruh hali. Bende olmayan uzunlukta bir penisi, göbeksizlik halini, bir Mercedes'in direksiyonunda oturmayı ve hatta en basic haliyle deniz kıyısında yaşama halini zaman zaman kıskandım ve bunların ilk 3 tanesini hala kıskanıyorum ve hasetimden gece yastığımı filan ısırıyorum.
İşin artık kronik hastalık boyutuna ulaşmış iflah olmaz bir sarkastizmle marine edilmiş halini bir kenara bırakırsak Linkedin'in bir de sürekli kıskanılan orta düzey yönetici orgazmı var.
Bir tek onların çalıştığı, onların sayesinde yürüyen işlerle dünyanın döndüğü, onlar olmazsa hiç kimsenin aslında bir yere varamayacağı ve bütün görev yükünü omuzlarına almaya razı olarak büyük cefalar çeken ve hiç durmadan bundan ötürü söylenen ve hak edişlerinin gözlerinde günden güne arttığını düşünerek sabit duran maaşları yüzünden an be an kahrolarak yaşamak zorunda kalan.
İflah olmakla olmamak arasındaki ince çizgide yaşar bu tipler. Tamah etmekle riyakar kalmak ararsında bir seçim yapmakta zorlandıkları için etraflarındaki herkese minnoş bir kedi sevimliliğinde saldırıp kendilerinden başka herkesin onu çekemediğini düşünecek kadar genişletirler dimaklarını. Kraliçenizden size butlar budu bir tavsiye: bu tür insanların eline asla ama asla koz vermeyin.
İçten içe "gösterme" ihtiyacı ile yanıp tutuşan CEO'muz kadar tehlikeli bir toplulukla karşı karşıyayız. Teşhircilik ihtiyacı kadar tam anlaşılmamış bir davranış biçimi bu kıskanıldığını sanmak. Herkesin sizi kıskandığını, yaptıklarınızı çekemediğini, başarılarınız karşısında evlerine gidip başlarını iki ellerinin arasına alarak soğuk duşun altında saatlerce oturarak kendilerini sorguladıklarını falan sanmak düşük bütçeli Holywood filmlerinin zaman doldurmak için çekilen dram sahnelerinde zar zor 5 sıradan yer tutabilen ucuz kurgular.
Bacım işin aslı sen bu kafayla şekeri bitene kadar çiğnendikten sonra atılacak olan bir naneli sakızdan başka hiç bir şey olamayacak kadar sığ bir "bayan" gibi görünüyorsun karşıdan. Etrafına iyice bak, yaptığın neler var (muhtemelen hiç bir şey yok, hiç bir şeyi başarmadın) Ben sana gerçeği bir Kraliçe'nin ponpon terliğindeki tüyün gerçekliği kadar açık ve net biçimde sunayım: tembel olduğun, işe yaramadığın, karşına çıkabilecek herhangi bir üst düzey çalışanla kolayca flört edebildiğin ve iş yapmak yerine sürekli olarak söylendiğin için insanlar senden nefret ediyor. Yüzüne güldüklerinde aslında seninle iyi geçinmek zorunda olduklarından değil haline acıyorlar.
İki nokta ile biten acı katsayısı yüksek cümlelerin içindeki bir kaç ayrıntı çok önemli; senin profilini nasıl bir motor olduğunu görmek ve iş atmak için ziyaret ediyor olabilirler mi? "Zira" bu self ifade şeklin iş dünyasının inceliklerini ve çalkantılarını bileğinin gücüyle atlamış bir kadından daha çok zırdeli bir motorun gizli güncesinden fırlamış gibi görünüyor.
0 Yorumlar