Bugün 46 yaşındayım, tam da halen gözlerimin önünden yüzü, burnumdan kokusu ve içimden ruhu gitmemiş adamın beni bırakıp gittiği yaşta.
Seninle seviştiğimiz ve artık sıradanlaşmaya başlayan gecelerin bazılarında gözlerim kararmadan hemen önceki anlarda gözümün önünde beliren sahneler bile değişti. Ne zaman ve nasıl yerleşti gözüme Dikmen kavşağında bekleyen Mersin otobüsünün 4 numaralı koltuğu boşalma anımın önüne hatırlamıyorum ama bir süredir kurtulmak istediğim garip bir anımdı. Tepedeki çiğ güneşten, yol kenarında soğuktan yanmış ot parçasından ve yanıp sönmeye devam eden sarı trafik lambasından adeta nefret etmiştim. Belki de sana ayrılmadan önce teşekkür etmem gereken tek şey bu olabilir.
Şimdi artık çocukluğumun geçtiği yerlerden birini görüyorum kasıklarımdan penisimin ucuna doğru akan alev vücudumu tam terk ederken. Serin bir ilkbahar günüydü gözümün önünde ilk kez beliren. Sahnenin bir yanında kiremit rengi tuğlalardan örülmüş ve üzeri dalgalı eternitle kapatılmış otobüs durağı, öteki yanında üzerinde yeni yağmış yağmur damlalarını tutan fındık çamı. Zümrüt rengi yapraklarının arasında kahverengi kozalakları var. İşte çocukluğumun bölük pörçük anıları arasında kalmış olan başka bir saçma sapan anı.
Bir kez daha sesleniyorum uzaklara doğu. Kendi sesim bile kendime yabancı. Lütfen artık gider misin? Gözümün ucu saate kayıyor, gece yarısını biraz geçmiş. Kararlıyım, bu gece yatağımda bir başıma uyuyacağım, yarın ise bir başka kişi olarak uyanacağım hayata. Belki şehri bile terk ederim ani bir kararla. Gözlerini büyütme karanlığın içinde, şaka yapmıyorum; eğlenmiyorum. Kendi bedenini sunman için ağır aksak blöfler de yapmıyorum. Lütfen sadece git ve beni evimde yalnız bırak.
Bacağını kasığımın üzerinden alarak yatağın kenarına itekledim seni. Beyaz yorganımın köşesi kendini tutma zahmetine girmeyip olanca hoyratlığında boşalttığın çocuklarınla ıslanmış. Midemi bulandırıyor bu teklifsizliğin. Sinirleniyorum. Ruhsuzca iç çekişin ve yalandan zevk alıyormuş gibi yapışın. Hepsinin cüzdanımda duran bir kaç 50 liralık için olduğunu da biliyorum ama şimdiye kadar sesimi çıkarmamak için çok fazla şey sunuyordun bana. Şimdiyse bana sunabildiğin tek şey iğrenç bir mide bulantısı.
Lütfen gider misin? Giderken de elini boğazımdan çekiver, bunu gerçekten ve hemen istiyorum.
0 Yorumlar