Benim bir marka değerim var: Bölüm 1; ya senin?

Ruhsal bunalımlarımı aşalı aslında bayağı oluyor. Bakmayın size geriden geriden anlatıp arayı kapatmaya çalışıyorum fakat üç yıl öncekine göre filan daha iyi bir yerlerde daha iyi bir şeyler yapıyorum ve içinde yaşamaktan delicesine mutlu olduğum bir şehrin içinde hayatıma yeni giren biriyle mutlu mesut yaşıyorum.

Kudurun orospular.

Şimdi ortalama 2 yıl geriye gidiyoruz ve her akıllı insanın yapması gerektiği gibi ülkenin en batısındaki şehirlerimizden birine gelip akşam üstü parıldayan denizin kıyısındaki pembiş bulutların altındaki anılarımızı hortlatıyoruz. Hazırsanız marka değerimizi biraz daha katma değerlendirip egomu temsil eden balonun içine biraz daha nefes üflüyoruz.

Her şeyin yolunda olup aynı zamanda aslında havada kalan tonlarca şeyin olduğunu bildiğiniz zamanlarınız olur ya. Şehrin tadını çıkarıyorsunuzdur, en güzel yerlerinde takılıp güzel bir yerlerde içinde sikindirik iki turşu ve tuhaf bir sosta bekletilmiş üç parça tavuk olan bir sandiviçe dünyanın parasını bayılabiliyorsundur. Ay çok elitiz kız.

Geçmiş yaşamı ibretlik bearlarla ve feleğin çemberinden tersli yüzlü logaritmik şekilde en az 40 defa geçmiş olan kraliçeniz tabii ki kirli geçmişinden (burada bu mecradan bahsediyorum aslında) kurtulurcasına İzmir'in kalburüstü elcibitiqûaylarıyla tanışmaya ve onlarla ûhrevi zevklerle dolu, bitmek tükenmek bilmeyen minik ve bir o kadar da mide bulandırıcı detaylarla süslü gelecek hayalleri kurmaya başladı.

Bilirsiniz ki Growlr ben gibi narin goncalar için (beni hiç erkeklerle hatırlar mısınız, bilmem) adeta bir yaşam alanıdır. Günde en az bir milyon kez refreşleyip havalimanına iner inmez telefonunu açıp online olan bearlara bakanlardan değilimdir. Olsa olsa yedi yüz elli bin kere falan online olurum, onda da yenecek - pardon slm verilecek kimse olmadığından girdiğim gibi çıkarım.

Bay "Marka Değeri Yüksek Bear - MDYB" ile bu seyahatlerden birisinden dönerken tanıştık. Fakat bu sefer şehre sabahın erken saatlerinde inen ve elinde 120 kiloluk bünyesinde aldırmadan bir olimpiyat meşalesi taşır gibi taşıdığı içi boş Starbucks bardağı ile İZBAN'a doğru yürüyen bendim. Gören de beni hafta sonu tatili için Atina aktarmalı Mikanos'a gitmiş de extended tatili saat sabahın 6.30'unda Ankara aktarmalı olarak bitmiş olan k lubunlardan biri sanabilirdi. Halbuki bulabildiğim en ucuz uçak biletiyle saat sabahın 4'ünde Ankara'daki evden çıkmış ve İzmir'e indiğimde şiş gözlerimi gizlemek için kocaman güneş gözlüklerimi  takmıştım.

40'larının ortalarında fakat kendini halen çıtır çıtır balık etli bir lubun sanan bu arkadaş bana bu seyahatin sonunda, halen havalimanının karmaşasında sahte MK çantamı ararken yazdı. Şehre hoşgelmiştim, iyi ki gelmiştim, şimdiye kadar nerelerdeymiştim. Halbuki tanrının her günü saat sabah 7'de evden çıkıp akşam leş gibi ter kokan bir metro vagonuyla eve dönüyordum.

Tabii ki bu konudan bay MDYB'ye bahsedemedim. Hayat - mayat diye geçiştirdim, kısmet bugüneymiş, tanrı bizim bugün tanışmamızı istiyormuş filan dedim. Ne bileyim adamın mistik ve astrolojiye meraktan geberdiğini. Bana daha önce yazacakmış da, dolunayın geçmesini bekliyormuş da. Bildiğin stalklanıyormuşum (burda götüm kalkarmış benim).

Klasik bir ön sevişme tadındaydı buluşmaya kadar geçen süremiz. Her sabah atılan günaydın mesajları, iki hasta görüşmesi arasına sıkıştırılmış kısa telefon konuşmaları... Sanırsınız ki Facebook'taki Gay Life over 40 grubunun örnek çiftiyiz. Ve en sonunda o beklenen buluşma günü geldi çattı.

Heyecanlıydım (bu gibi durumlar için hala içimde biraz kelebek barındırıyordum). O gün içim içime sığmadı. Sabah en sevdiğim ayakkabılarımı giydim, beyaz gömlek ve skinny (56 beden ne kadar skiny olabiliyorsa ben de o kadar skinny'dim) koyu kotumu geçirip hûşu içinde akşamın olmasını bekledim.

2 yorum :

  1. Tahminimce pembe g-string giydiğinin detayını atlamış olmalısın yoksa onsuz hiçbir koliye pardon tanışmaya gittiğin ne görülmüş ne de duyulmuştur...

    YanıtlaSil
  2. o benim vazgeçilmezim. bu arada, lastiği eskidi iyice. kaşındırıyor. senin bi çamaşırcın vardı neydi o, Mualla mı? bana telefonunu atsana whatsapp'tan. almıştık ondan. iyi kaliteydi.

    YanıtlaSil

Copyright © xCoach. Designed by OddThemes