Fakat bunun dört duvar üzerinde yükselmiş ve üzeri bir kaç bin kubbeyle kapatılmış bir binayla ve hatta içindeki paha biçilemez tarihi eserlerle ilgisi yok.
Gerçi normal şartlar altında yaşayan bir ülke olsaydık eğer bunu tartışmamız bile gereksizdi, müze olarak tescil edilmiş bir binanın akıbeti herhangi bir İskandinav ülkesinde filan bellidir. Dünyaya bir meteor çarpıp da yüzeye yayılmış olan her türden pisliği tek seferde silene kadar korunur kollanır.
Bu inadın, "yaptım oldu"culuğun, önünü arkasını düşünmeden alınan ve kolaylıkla felaket olarak tanımlayabileceğimiz kararların nedeni konusunda en az benim kadar fikriniz vardır. Oh, ne âla memleket ayol.
Bugün Ayasofya'dayız, yarın sıra Kariye'ye mi gelecek; ki geldi. Ya da İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin bahçesindeki lahitleri, heykeller ya da tabloları ikonakırıcılık döneminde olduğu gibi balyozlarla parçalayıp üzerlerine yağ dökerek yakacağız ve kalanları da mikserden geçirip yeni yaptığımız camilerin temellerine filan mı gömeceğiz?
Biri gider biri gelir. Evrenin bir enerjisi olduğuna ve her kötülüğün başka bir yerde iyilikle dengelendiğini, her kötü kişinin de eninde sonunda hak ettiğini bulduğuna can-ı gönülden inanıyorum. Onu bunu bırakın da, biz karanlığı nasıl aydınlatacağız, bu kökü kokulu sis nasıl dağılacak, onu biraz düşünelim?
Kocaman havalimanı yapıldı diye övünülüyor; yılda kaç tane Airbus A380
ya da B747-8 iniyor kalkıyor? İnen en büyük uçak B777-300ER. O da
Emirates, Qatar filan. Lufthansa'nın İstanbul'a inen en büyük uçağı
A321. United, American Airlines, EL AL falan uğramıyor bile İstanbul'a.
Atina'ya hatta Tel Aviv'e bile Amerika'dan günde kaç tane uçak iniyor.
Gerçeklik budur arkadaşlar (sana arkadaş dediysem, hemen öyle çok samimi de olma benimle. Çekil şöyle geriye ayol.)
Bunlar gelip geçici telaşlar, günden değiştirme çabaları. Avrupa'da yaşayan insanın çok umrumda mı sanıyorsunuz Ayasofya filan. Cami olmuş müze olmuş çok tırt yani. Veriyor €15 parasını, zihinsel orgazmlar yaşayarak geziyor görüyordu. Sen, 1 € almak için harcadığın paraya bak önce istersen.
Sonra bir de dön, artık senin yaşadığın ülkenin güvenilirliği yerle yeksan olmuş, adam buraya geldiğinde herhangi bir nedenle kodese girmeyeceğinin garantisini dahi göremiyor, ona da bak.
Gelir mi, gelmez. Ve bunlar daha iyi günlerimiz tatlışlar.
0 Yorumlar