Başlık ekle |
Ne tuhaf bir şeysiniz siz ya? Kakafoniden ibaret bazı zırvaları lütfen bize "müzik" diye iteklemez misiniz? İşi gerçekten müzik olanlara hakaret sizin yaptıklarınız.
Bir yanınız HyperloopExtend gibi neresinden tutsan elinde kalan, parçalanmaya yüz tutmuş eski bir araba gibi tuhaf, diğer yanınız Uzun ince bir yoldayım gibi geleneksel ve orijinalliğin peşinde koşar bir halde, trajikomik. Bir de tabii şarkının / ya da adına her ne diyorsanız %90'ında İstanbul Türkçesi ile devam ederken gitmek, kardeş, ölmek gibi spesifik kelimelerdeki sûni bir gidem, gardaş, ölem değişimleriniz...
Aşık Veysel, türküsüne yaptığınız şeyleri görse (daha doğrusu duysa) suratınıza okkalı bir tokattan daha fazlasını seve seve atardı diye tahmin ediyorum.
Mesela bir parça tezekle okkalı bir balgam. Nasıl fikir?
Yaptığınız müzik de aslında pek müzik gibi değil; nasıl desem... "Gürültü" belki de yaptığınız şeyi daha iyi ve doğru tanımlar. Ses desen zaten yok, tarz desen orkestradaki herkes ayrı bir telden çalıyor. Ortada elle tutulur herhangi bir şey olmadığından olsa gerek elinizden tutan da yok. En fazla elinize veriyorlar.
Birer şişe birayı.
Bir şişe bira dedim de, acaba bizim Marmarisli Bülent'in izinden gidip arka arkaya dizdiğinizde dahi hiç bir anlam bütünlüğü yakalayamadığımız benzersiz şarkıların yazarı Boyunsuz napıyor ya? Haber alan var mı?
Ve bütün bunlara rağmen halen keşfedilmediğinizi ve kafasının arkasında parlak bir hâle ile gezen ûhrevi bir prodüktörün elinizden tutarak sizi dünya turnelerine filan götüreceğini sanıyorsunuz.
Ağzımla bırakıp götümle gülüyorum, çok sorry.
Siz bence ne yapın biliyor musunuz, pılınızı pırtınızı; bas gitarınızı, davulunuzu ve hatta donlarınızı Letgo'da filan 3 5 demeden satıp kendinize düzgün bir gelir sunabilecek 9 - 6 bir iş bulun. Hiç olmazsa çaldığınız mekanda değil de çıkıp başka bir yerde daha kaliteli bir iki bira atarsınız. Kaliteli bira dediğim de özel seri ya da belki şanslıysanız Amsterdam filan. Siz yine de beklentinizi çok yüksek tutmayın.
Bu arada, hem de bizi, zihninizin karanlık dehlizlerinde engeller ve çukurlarla dolu bir yola çıkmak zorunda bırakmazsınız.
Neden mi? Çünkü henüz markanızla dahi özdeşleştiremediğiniz o -queer bile olamayan - tuhaf müziğinizin size bir gelecek sunma ihtimali topluca Venüs'e yerleşme ihtimalimizden bile daha az.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
0 Yorumlar