İzmir'deyim ve tuhaf bir eylül rüzgarı esiyor, havada ise melisa ve yasemin kokusu var.
1. Hayatınızdaki en önemli varlıklar?
Yaklaşık 5 senedir evi bir kedi ile paylaşıyorum. Öncelikli olarak o. 2 senedir de hayatımda bir adam var. İkinci olarak o. Aslında kedinin ve adamın öncelikleri zaman zaman değişebiliyor ama biz buna pek takılmayalım. Son olarak da işe gidip gelirken elim ayağım olan kırmızı arabam sanırım.
2. Kısaca günlük programın nasıldır?
5.30'da kalkılıyor, dolaptan gömlek ve pantolon seçiliyor ardından en önemli kısma geliyoruz: hangi ayakkabıyı giymeliyim? Yanıtını her gün aradığım bu soruyu cevapladıktan sonra şehrin bir kısmını arabayla geçip servise biniyorum. Biraz çalışıp biraz çalışıyormuş gibi yaptıktan sonra gerisingeriye servis, araba ve ev. Araba ile ev arasında kimi zaman bir AVM'nin ayakkabı mağazaları ya da iç çamaşırı satan dükkanları girebiliyor. Yemek, yirmi dakika ile yarım saat arasında değişen yürüyüş, eve dönüş, bir - iki bölüm dizi izleme, ertesi güne ütü-mütü ve ardından 31 çekip uyumak...
3. Tüm hobiler bizim ama en çok hangisi sizi mutlu ediyor?
Başlı başına bir hobi olarak düşünmeli miyiz bilmiyorum ama Kemeraltı'nın fotoğraflarını çekmek haftasonu yaptığım hobilerin başında geliyor. Eskiden "şu 438 karısına da uğrayayım" deyip bir türlü
uğrayamadım Alsancak gezileriyle biterdi bu süreç. Öte yandan halen yazıyorum, ama sizin bundan haberiniz yok. Bir tek Öküzün Önde Gideni amcanız biliyor nerelerde neler yazdığımı. Nereden nereye, ikonik ve beklenmedik.
4.Yemek yapmak zevk mi artık zaruret mi?
Üretim bakımından baktığımızda "yemek" başlı başına bir disiplin. Tatları, aromaları, renkleri ve hatta birbirinin yanında düşünmekte zorlandığımız yiyecekleri yenebilir bir hale sokmanın zarureti yok. Eğer birisi yemek yapmayı zaruri görüyorsa, hayatının gidişini kontrol etmeli ve bu gidişatı bozan detayları tamir etmelidir.
5. En sevdiğin çiçek ve sevme sebebin?
Çok Akdeniz'li olduğu için ve bana daima Akdeniz'i hatırlattığı için melisa ile yasemin kokularına bayılıyorum. Bahçemizde var iki tane, akşam olduğunda varlıklarını hissediyoruz. Ama ben bir yandan da küskünlüğüne hayran olduğum ortancalarla da ilgileniyorum bur aralar.
6. Anılarını gözden geçirip aklına gelen ilk çocukluk anını paylaşır mısın?
Ankara'da, eski AOÇ'nin akvaryumunun girişindeki koşuşturmamı bazen hatırlıyorum ve zamanın nasıl da çabucak geçip gittiğini hatırlıyorum. Bazen derim ya, en bol harcadığımız şey zaman diye, işte o zamanları düşünüyor oluyorum. (Ay, plaza ağzımın da amk yani).
Yanıtlayın ve haber verin.
Cık olmamış, okurken zorlandım akıp gitmedi alelade yazılıp atılıvermiş...
YanıtlaSilKız di mi, bende bu tutukluğun farkındayım. üzerinde yeniden çalışmam gerekiyor galiba ya.
YanıtlaSil