eCitaro diyorum. Hani şu kısa yoldan köşeyi dönmek amacıyla otunuzu bokunuzu sattığınız garip görünüşlü e-ticaret sitelerinize atıfta bulunmuyorum.
Başka neleri görürüz acaba? diye içten içe hayıflanırken bu göreceli olarak kısa ama kişisel deneyimler ve deneyimlere neden olan toplumsal sınavlar nedeniyle epey uzunmuş gibi görünen yaşamımızda elektrikli trenlerden sonra otomobilleri de hayatımıza katmış bulunuyoruz.
Hatta yetmedi, otobüsleri de kattık (ve görmesi uzak bir ihtimal olarak, elektrikli çekiciler, iş makineleri ve hatta uçaklar... Aman yarabbi. Büyük severim, bilirsiniz.)
Pilli ya da şarjlı dildolarınızdan da bahsetmiyorum.
Yakıt ekonomisine ket vuracak şekilde elektriklenmeyi başarabilen otobüsler, şehir ekonomilerine katkı sağladığı gibi aynı zamanda gelecekte petrole bağlı üretimi de azaltacak diye umuyorum. Görür müyüm, sanmıyorum.
Görebileceğim tek elektrikli şey muhtemelen pilli bir dildoyu belinde taşıyan şişme bir erkek olacak.
Elektrikle birlikte hareket eden araçların kombine edildiği driverless'liği, muhtemelen başka bir şeylere daha ket vuracak; sürücülere olan ihtiyaca.
Ve bu sayede bazı meslek gruplarındaki yığılmanın da fazlalaşacağını düşünüyorum; orospuluk.
Şehir içindeki toplu taşıma trafiğinin önemli bileşenlerinden birisi olan otobüs ve minibüs şoförlerinin yanı sıra şehirlerarası yollarda çalışan yolcu otobüsleri ile kamyonların da şoförlerinin kendilerine başka işler araması gerekebilir.
Şahsen, eski dolmuş şoförleri ve ve kamyoncu / tırcı grubundan bir haremin tam ortasında olmak beni pek de rahatsız etmez.
Bence sevinecekleri tek nokta, artık basur ve kıl dönmesi olmayacak olmaları gerçeği.
Elektrik ve self drive kombinasyonunu dünya için iyi bir şey olduğunu düşünebiliriz elbette fakat, öte yandan kontrol altına alınması gereken çok önemli başka bir şey daha var; kontrolsüz üretme ve üremenin kontrol altında tutulmasının sağlanması.
Çünki neden biliyor musunuz; her gün daha fazla şeyi robotların filan sırtına yükleyip işleri daha rafine bir hale getirmek için, daha kalifiye bireyler olmamız gerekecek.
Orda burda sekreterlik filan yapıp adına yönetici asistanlığı dediğiniz sürece bu dediğim de biraz zor görünüyor. Yani aç yıllar yaklaşıyor; kazandığınız üç beş kuruşu Espresso'da çark atmak uğruna harcayıp bitirmeden önce kendinize yeni eğitimler filan almak için harcasanız sanırım sizler için daha iyi olur.
Kraliçe dediydi dersiniz kokulu ayakkabılarınızı kaynatıp suyuna kavanozun dibinde azıcık kalmış granül kahvenizi eklemeye çalışırken.
Burada aslında size çok ciddi bir şeyden bahsediyorum sevgili (?) hokomolar, filmlerde gördüğümüz sıkı üreme kontrolüne bir adım daha yakınız. Gerçi bu, sizin gibi kafasının içi biraz saman, biraz bira ve çoğunlukla da suyla yapılmış bir nişasta peltesiyle dolu tipler için pek de kötü sayılmaz. Sonuçta kendiniz gibi yetiştirdiğiniz çocuklarınız da sizden çok farklı olmuyor.
Nereden nereye bağladım di mi kız?
Neyse, sen şimdi hadi burayı okumayı bırak da bir an önce dün çıkarıp yatağın altına deptiğin donunu filan giy de, şehrin öbür ucundaki işine beş tane filan otobüs - dolmuş - izban - tramvay filan değiştirip yola koyul. Bak, yarım saate sabah ezanı okunacak.
Neyine senin elektrikli otobüs... Binecek dolmuş bulduğuna sevin. Haydi marş marş.
0 Yorumlar