Bir takım tasarım dilinden söz etmek istediğimizde karşımızda yine Apple ve birbiri arasında gidip gelen minimal dillerden bahsediyor olabiliriz.
Teknik olarak 3Gs ile tanışma şerefine eriştiğimiz iPhone modellerinin en radikal değişimini keskin hatlarıyla ve kaliteli kesim alüminyumdan kasasıyla 4 ve 5 serilerinde gördük.
Keskin ve gözü yormayan minimal bir çizgide devam eden 4 ile SE arasındaki model çizgisinin arasında her ne kadar daha yuvarlak hatlarıyla 6 serisi girmiş olsa da, Apple'ın bu, diğer markaların modellerine pek de benzemeyen ikonik tasarımından vazgeçmediğini görmek biraz enteresan.
Bana öyle geliyor ki, köşeleri keskin ikinci jenerasyon çizgiyi önümüzdeki bir kaç yıl boyunca yeniden görmeye devam edeceğiz. iPhone 12 modelleri, sizce de elde kalan 5 serisi telefonların kasalarının yeniden kullanılmış hali gibi görünmüyor mu? Ya da acaba Apple sadece mini modeli için eski telefonlarını yeniden toplayıp ultra kazançlı bir geri dönüşüm programını yürütmüş olabilir mi?
Tabii bu tür spekülasyonlar üzerinde düşünmek benim pek ilgi alanımda değil, bilirsiniz. Ama insan yine de bazı kehanetlerin peşinden gitmekten de geri duramıyor.
Bir yandan da aslında Apple, yeni bir tasarım dili oluşturmadan, hali hazırda var olan dilinden konuşmaya ve risk almadan yoluna devam etmeyi seçiyor olabilir. Biliyorsunuz, bir tüketicilerin eline verebileceğiniz en büyük kozlardan birisi, ürünün nasıl göründüğüne dair eleştiri hakkı. Gerçi bu ürünü kullanalar, kullandıkları ürünleri itin popişine bile soksa, ardından çıkarıp kullanmaya devam ederler.
Göreceli olarak yeni bir şey yapmıyorsanız eskisini eleştirmeye imkan da vermiş olmuyorsunuz.
Kapish? Aynı Şebnem Ferah ve Candan Erçetin'in de artık yaptıkları müzik konusunda izledikleri strateji gibi. İnsanlara sevdikleri şeyleri sunuyorlar, böylece insanlar onlara neden yeni bir şey yapmıyorlar yha? diye çıkışmıyor filan.
Neyse ya, neden size haftalardır Apple güzellemesi yapıyorum?
By.
0 Yorumlar