Para biriminden arındırılmış haliyle baktığımızda pek de ulaşılamayacak gibi olmayan ürünleriyle başta Avrupa ve Amerika'daki otomobil modellerine bir çoğumuzun başta ağzımızın olmak üzere, çeşitli uzuvlarımızdan adeta fışkırırcasına akan sıvılarla seyrettiğimiz konusunda hemfikir olabiliriz bence.
Burada, Karl Lagerfeld'in içini dışını kendine göre yaptırıverdiği özel yapıp bir L7'yi görüyoruz. BMW'nin gelmiş geçmiş en iyi tasarımlarından birisi bu seri. Gerçek bir otomobile benzeyen son şeylerden. Adına şu anda da moda diyor muyuz bilmiyorum ama, yakın zamanda koronavirüsten ölen Karl Lagerfeld'in, bugün bizim dahi erişebildiğimiz giysi tasarımı dünyasına epey çok şey kattığını söylemeden geçmek olmaz. Olay sadece ensede toplanmış ikonik bir beyaz saçla kombine edilmiş siyah takım elbise ve ayakkabılardan ibaret değildi bence.
Burada gördüğünüz BMW, 1997 ve 2001 arasında üretilmiş 899 arabadan biri. Bir 7.50iL. Yani o zaman alıp alabileceğiniz en üst segment araç sanırım. E38'miş kasa kodu. Bunun sapıkları kasa kodlarına göre ayırıyor tutkularını.
Keyfimize oldukça düşkün birisi olacağız ki, o zaman bırakın arabaları, otobüslerde bile zar zor bulabildiğimiz bilgi eğlence sistemi ve arabaya yerleştirilmiş telefon ve faks makinesi ve buzdolabı unutulmamış.
Ben en çok bu arabanın rengini seviyorum. Bakır mı ararsın, kahverengi mi ararsın, parıltılı metalik ışıltılar mı ararsın... Eğer bir gün özel bir araba yaptıracak kadar çok zengin olursam - bu yaşamda yada herhangi bir sonrakinde - kendime not; bu renk bir araba istiyorum.
Düzgün sürdüğünde tam bir alfa erkek arabası; pislik yaptığında da maço maganda. İkisinin arasında gidip gelmek enfes bir sürüş deneyimi olur bence.
Ben, bu arabanın bu hale geldiği sene sümüklerimi çekerek liseye başlıyor ve hayatın geri kalanında neyle ve nasıl idare edeceğimi sorguluyordum. Liseye başladığım ilk gün dahi aklımda.
Bu yazı tam bir zenginin malı, züğürdün çenesi yazısı oldu galiba. Neyse, arada böyle salatalıksal çıkışlar yapacağım yine.
xo
0 Yorumlar