Şimdi sırada aynı serinin 2. yazısı var. Tıpkı birincide olduğu gibi yazının muhatabının kim olduğu konusunda herhangi bir açıklama yapmayacağım.
Umarım ilgilisi okur ve hakkındaki düşüncelerimi en açık ve net şekliyle öğrenir.
İlk yazıyı okumak için buraya tıklayın.
Tahammül edemediğim en büyük ve özel şeylerin başında, çeşitli sebeplerle bana söylenen yalanlar geliyor.
İlişkiler sebebiyle, yaşamlar sebebiyle, kurulan yeni ama eskimeye yüz tutmuş arkadaşlıklar yada bitenler...
Sevgilim ve belki bir miktar da ailem dışında yaşadığım hayatın herhangi bir anında herhangi birinize herhangi bir açıklama yada tarif yapma zorunluluğunu kendimde görmediğim gibi, yukarıda değindiğim konularla ilgili sizlerin de bana herhangi bir yükümlülüğünüzün olmadığını hatırlatmak istiyorum.
Fakat, birebir tanıdığım, biraz olsun zaman geçirdiğim, en azından sevdiğim yada hayatımın bir köşesinden bana değdiği için mutlu olduğum insanların çeşitli bahanelerle bana yalan söylüyor oluşlarından son derece rahatsız olduğumu açık ve net biçimde söylemek istiyorum.
Kendi içimizde bile birbirimize dürüst olmayacaksak yada eski arkadaşlıklar bozuldu diye kendinizi arada kalmış hissedip ikili oynamayı sürdürecekseniz hayatımdan çıkıp gitmeniz için karşınıza koyabileceğim hiç bir engel yok.
Yapmayacağım deyip yapan, gitmeyeceğim deyip giden yada görüşmeyeceğim deyip görüşmeye devam eden; umut veriyor gibi oluyorum deyip hala facebook'ta filan her gönderisi beğenip yorum yazan bir takım arkadaşlarımı artık samimi bulmuyorum.
Çok zor bir meziyet ve kişisel fikrimce günümüz için çok zor kabul edilebilecek olan 'beyan esastır' ilkesine güvenerek hakkınızda düşündüğüm fikirlerin ve size karşı edindiğim izlenimlerin çoğunu yerleyeksan ettiğiniz için teşekkürler. Güveniyordum sizlere ve aslında bu güveni boşa çıkardığınız için kızmam gereken kişi de yine benim.
Çift kişilikli bir hayatı isteyerek yada istemeyerek sürdürürken, en azından lafına, sözüne, davranışına ve kişiliğine güvenebileceğim insanların var olduğunu bilmek, belki de kazanabileceğim en büyük dünya deneyimiydi.
Bir de baktım ki, o insanlar da çoktan diğerleri gibi olmaya hazır.
0 Yorumlar