Uzun bir aradan sonra yeniden hamam günlerine başlayabildim. Peştemalimde salınmayı ve bazı detaycı gözleri üstümde hissetmeyi özlemişim.
Bu sefer de yine lateks gayları ve ahlak bekçileri ile ünlü olan ve Ankara'nın en güzide ayı mekanı olduğuna karar verdiğim hamamdaydım. Biraz stres atmak ve biraz da göz banyosu yapmak için en elverişli ve yakın yer orası gibi geldi gözüme.
İş çıkışı gitmeye özen gösteriyorum artık hamamlara. Çünkü daha dolu, kalabalık ve gay potansiyeli yüksek oluyor. Tam da tahmin ettiğim üzere dün gece gittiğim hamamda da en az 4 tane kıllı ve bıyıklı amca etrafı kesip duruyordu parmaklarındaki alyanslara aldırmadan.
Bu seferki ziyaretimde kuru saunanın sıcaklık yeterince iyi gelmediği için kendimi mentollü saunaya attım. Atmamla işte onu gördüm; biz ona 'çaycı' diyelim.
Çaycı, 35'lerinde gibi, belki de 40'larının başında, orta boylu, kıllı, göbekli ve kel bir adam. Gözleri fıldır fıldır. Saunanın içinde nazikçe bacaklarını kapatmış etrafını göz altından süzen ve içten içe hayıflanan birisi. İçeri girmemle beni farketmesi bir oldu. Gözlerinin bir an için peştemalimin önüne kaydığını farkettim. Evet, işte heyecan başlıyordu.
Ben girince orada oturan iki adamın da tanrının bir lütfu gibi hamamdan çıkacağı tuttu. Bu durum çaycının işine gelmiş olacak ki kapattığım gözlerimden şevk alarak peştemalimin altına bakmayı sürdürdü. Tamam, belki ben de biraz açmış olabilirim eteğimin altını.
Biraz benimkini ölçüp tarttıktan sonra odanın içindeki kum saatini ayarlama bahanesiyle ayağa kalkıp tam karşıma oturdu ve çekinmeden peştemalinin altını bütün açıklığı ile, ar damarı birden çatlamış ve içindeki tüm arları ortalığa dökülmüşçesine bana çevirdi. Tabii ben olanları azıcık araladığım gözlerimle süzüyorum. Eski ben olsam gözlerimi kocaman patlatır ve onu orada bir güzel hallederdim.
Ya ben dünkü çocuk değilimdir aslında, hamamlarda da az iş çevirmişliğim yoktur, her türlü kesişmeyi bilir uygun zamanlarda uygun frikikler vermeyi beceririm. Yani hem bakarım hem de baktırırım bir yerde. Bu adam, hem şehir dışından geldiği için çok rahattı, hem de belli ki aslında biraz kezban. Asla içeri her an birisinin girebileceği bir ortamda, daşşaklarımı karşımdaki birine olanca çıplaklığı ile sergilemem.
Yalnız şöyle de bir gerçek var, Diyarbakır'lı shopen'den sonra gördüğüm en büyük daşşaklar ve kalın pipiydi. Öyle böyle değil yani. Yüz üstü dönerken peştemali yanlışlıkla kaydırdı da, floresanın altında tellağın bile gözleri kocaman oldu. Böyle bir rezalet geçti başımdan...
Bir gayın ar damarı nasıl yırtıldı?
Mart 08, 2013
xCoach Incompréhensible
bu yazı gay kedinin şu tarihi bi kitabı vardı ya aynı o tarz olmuş x coach :)
YanıtlaSiliçim içimi yedi adamı yiyemedim demiyor da :D
YanıtlaSilgaykedi'nin o tarih derlemesi efsanedir Kaytan bıyık. :))
YanıtlaSilhahayt. yiyecek olsam herifi buralara düşürür müyümm? sıcak su havuzunun faydalarından bahsederim :D