Ülke içinde bir sürü okullu ya da alaylı, kendini yetiştirmiş ve çeşitli kaynaklardan yıllarca beslenerek kendi iletişim tasarımını oluşturmayı başarmış bir sürü yetenekli insan varken, İstanbul Bienali gibi göreceli olarak önemli bir etkinliğin iletişimini neden biz neden yurtdışında yaşayan ve kozmopolit şehirle ilgili tek yaşam deneyimi tarihi yarımadada bir kaç gün geçirmekten ibaret olan birilerine veriyoruz ya?
Fotoğrafları bir süredir okumaktan büyük zevk aldığım manifold'dan aldım ve şuradaki kurgunun şeklini şemalini anlamaya çalışıyorum.
Hiç bir grafik kaygısı taşımadan çok Photoshopla basit bir şekilde seçilmiş orman yeşili rengi ve gri tonu ile öylesine yapılıvermiş bir iş görüyorum burada. Alan kullanımı desen yok, okunaklılık desen yok. Öylesine, kapsayıcı bir bütünselliği olmayan... nasıl desem... fontundan yerleşimine baştan sona tuhaf bir iletişim.
Bu işlere onay verilip dünyanın parası ödeniyor, fakat senin - benim üzerinde günlerce hatta haftalarca çalışıp sunduğu işlerin yüzüne dahi bakılmıyor. Aslında İKSV başta olmak üzere, Bienal'e sponsor olarak herkese bu işin gerçekten ne kadar ve nasıl İstanbul'u temsil ettiğini anlayıp anlamadığını sormamız gerekiyor.
Biz bu işleri neden yabanclara veriyoruz? Bir de onu sormamız lazım kendimize. İstanbul'a yalnızda turistik gezi için gelmiş birisinden bu iletişim tasarımını neden bekliyoruz? Hatta bu işin kürasyonu neden bizden birinde değil de bir başkasında?
Milliyetçilik safsatalarıyla çalkalanan bir buhrandan bahsetmiyorum; bir sürü insan böyle bir fırsatı yakalamak için uğraşıp dururken neden şans yakalayamıyorlar?
O zaman hepimiz 3 tane renk seçelim, bunlara kendilerinden pek de beklenmeyecek anlamlar yükleyelim ve onlardan gradient yaratıp bunu herhangi bir çevre için oldukça önemli bir iletişim malzemesi haline getirelim. Bunun için yurtdışından biriyle çalışmak şart mı? Türkiye'de bunu yapabilecek zekaya sahip kimse yok muydu?
Tasarımdan anladığımız şey ve tasarımdaki öğeleri daha iyi anlamak için onların etrafında bırakmamız beklenen boşlukların gerçek tanımı gerçekten bu görseldeki gibi mi? Kısaca, aynı aileden birden fazla fontu kullanmak ve bundan gerçekten hikayeler yaratmak?
Sanmıyorum.
Yorum Gönder