Aha yine, aha yine: Sezen Aksu - Şahane bir şey yaşamak

 

Toparlama albümlerden yola çıkacak olursak eğer, bir şarkının yeniden ve bir başkası tarafından seslendirilmiş hallerini seviyorum. Fakat, aynı zamanda yeni şarkılar da bu albümlerin içinde kendine yer buluyor. Bu, yıllar önce çıkmış olan Yaşar Gaga albümünde yer alan Şahane bir şey yaşamak için de geçerli.

Konuşmamız gereken şey belki de bu albüm ve içinde yer alan şarkılar - şarkıcılar ve bu şarkıları nasıl yorumladıkları olmalıyken, biz Havva ile Adem'in cehaletinden konuşmak zorundayız.

İnsan bir an için olsun kendini herhangi bir İskandinav ülkesinin batmak bilmeyen kış güneşi ışığında, kasabanın kapısında 🏳️‍🌈 sallanan pub'ında hafif bir müzik dinlerken sallanmak istiyor. Değil mi?

Neyse ki Havva anamızla Adem babamızın cehaletine dair söylemlere takılan ahalinin, bir türlü vazgeçemediği saf cehalet etrafında örgütlenmek zorunda kalıyoruz.

İşin en kötü ama absürd komedi tadındaki tarafı da ne biliyor musunuz, bugün velininetimiz sayılan bu pek muhterem ûlvilerden bazılarıyla ilişkili âdetler için, dahas bir kaç hafta önce başka türlü haykırışlar içinde oluşumuz.

Henüz üç - dört hafta önce Hz. İsa'nın doğum günü için Müslüman Noel kutlamaz nâraları atıyor ve hatta işi bir adım ileri götürerek şehir merkezlerindeki çarşılarda filan özene bezene tasarlanarak basılmış el ilanları dağıtıyorduk.

Şimdi ise Hz. İsa ve Hz. Adem efendimiz, iffet timsali Hz. Meryem annemiz oldu.

Bence ihtiyacımız olan şey ne biliyor musunuz, bir kadeh içki.

Hafif ya da ağır; bütçenize göre bunun biçimi çeşidi içeriği size kalmış.

Ve yanına da bambu kasede gelen biraz soslu fıstık niyetine, bu riyakârlıktan nasıl kurtulacağınıza dair parlak bir kaç fikir. 💡

Çünkü normal şartlar altında yaşamını sürdüren herhangi birinin bu şarkıdan kutsallar kutsalı ve adlarını ağzımıza almadan önce kırk kez temiz suyla çalkalanıp bin beş yüz kırk sekiz kez besmele filan çekmemiz gereken ûlviler hakkında herhangi bir dil uzatma iması çıkarması adeta abesle iştigal.

Sezen Aksu ve onun şarkılarına pek saplantılı olduğum söylenemez ama radyoda çıktığında değiştirmeyi de düşünmem. Fakat azıcık mantıklı düşündüğümde onunla aynı devirde yaşadığım için kendimi ucundan kıyısından şanslı hissederim.

Burada olan şey bence Sezen Aksu'nun ûlvi ve ûlviyelere laf atması değil, tam cuk diye bugünü anlatacak şekilde, kucağımıza, şarkısını bırakıvermiş olması. Artık elinize alır tadını mı çıkarırsınız yoksa salondaki Rukiye teyzenizden kalma, üzerine kadife bir kılıf geçirdiğiniz sandalyenin üzerine diklemesine yerleştir ve öylece oturur musunuz, size kalmış.

Ne diyecektim, nereye geldim. Arkham Tımarhanesi bile sanırım bu serverden daha aklı başında başındadır. Neyse, dinleyiniz, dinlettiriniz.

Yorum Gönder

0 Yorumlar