Yaşıtları yaklaşık yirmi yıl önce semt pazarlarında mümkün olan en ucuz çul çaputu daha da ucuza almak için çirkin pazarlıklar yapıp üst üste yığılmış devasa bir dağın en altında kalmış penyeleri bir hışımla eşelemeye devam ederken biz bugünkü Modern şehirli kadın Ajda'yı, Dedektif Ajda'yı, cennetten kovularak yer yüzüne atılan ve tam o esnada şehrin semalarında fark edilen Ajda'yı, karlar prensesi ve hatta gladyatör Ajda'yı ne yapacağız?
Bir de tabii Astronot Ajda giriyor ekranlarımızdan dimağımıza, kendi kendimize sormadan edemiyoruz "Ajda bundan başka daha iyi ne yapabilir?" diye.
Halihazırda aya sert iniş yapma hayalleriyle yanıp tutuşurken, Ajda kendinden beklenmeyecek kadar aceleci ve çevik davranarak uzaya çıkıveriyor bir kaç dakika içinde. Yetmiyor, üzerine bir de gözünde parıldayan bir aşkla yine yarım kalıyor ve eller kavuşamıyor; Ajda yine çerçeve değil resim arıyor.
Filan.
E bir de tabii kendimizle başbaşayken sulsnmak suretiyle hücrelerin yerini tuhaf bir sıvı almış boş kafalarımızın içinde bir soruyla yüzleşiyoruz; Ajda acaba en son ne zaman bir başına metroya bindi?
Hani kıyas tutar mı bilmiyorum ama, Kerimcan'ın klibinden sonra ortaya çıkmış en iyi işlerden biri bence.
Lubunyanın kolisini çorla hakkını yeme, müzik şirketi kesenin ağzını açmış. Yoksa 100 yaşındaki kadın nasıl baş aşağı iki saat asılı kalsın...
💯
Yorum Gönder