Kaç gece

Kaç gece

Nasıl geçti toplantı sence dedi yanıma yaklaşıp fermuarının önünü açarken.

Plazanın tanrının bile unuttuğu bir katındaki kuytu tuvaletlerden birindeydik ve sanki başka yer yokmuş gibi hemen yanımdaki pisuvara park etmişti.

Gereğinden fazla bir süredir oradaydık, bir gözüm kapıdayken ötekisi pembe kulak memesinin hemen altında filizlenmeye başlamış gri sakallarındaydı. Kim bilir nasıl güzel kokuyordur kulağının ardı.

İyi bir satıştı bence dedi işemesi bittikten sonra epey uzunca bir süre pipisinde kalan son damlaları da tertemiz pisuvara saçmaya devam ederken. Unutturma da yarın bilgi-işlemden bize birer tane yeni iPhone isteyeyim, hak ettik.

Gözüm aşağı kaydı, başı pembe pipisi kocamandı ve içinde kalan son çiş damlalarını dökmeye değil de boşalmaya çalışıyor gibi görünüyordu. Gözümde yoktu iPhone falan.

Beyaz üzerine mavi çizgili gömleğini göbeğine kadar sıyırıp baş ve işaret parmağıyla pipisini ucundan tutup geriye çekti, el bileğimden biraz daha inceydi. Beğendin mi?

Başımı salladım.

Takılalım mi biraz? 

Nasıl olacak?

Kapıya kaçamak bir bakış fırlattı, beni izlemeni istiyorum. Seyreder misin beni?

Başımı salladım.

Pisuvardan uzaklaştı, iri pipisi pantolonunun fermuarından dışarı dimdik uzanıyor ve yürürken sağa sola davetkar bir şekilde sallanıyordu.

Klozete geç diye emir verdi, ikiletmedim. Ondan emir almak hoşuma gitmişti.

Klozetin üzerinde oturmuş, karşımda fütursuz bir özgüvenle kendine dokunan iş arkadaşımı seyrediyordum.

Acaba ona, kaç gece onu düşünerek ve teninin kokusunu arzulayarak otuzbir çektiğimi söylemeli miyim?

Bir eliyle aletini ritmik bir şekilde okşarken öbür eliyle kravatını çözdü, sonra gömleğinin üstten üç düğmesini açtı ve göğsünün birini dışarı çıkarıp ucunu sıkıştırmaya başladı.

Bir erkek kendine ancak bu kadar erotik bir şekilde dokunabilir.

Hamle ettim o meme ucuna, hatta dimdik olmuş ve öz suyunu salmak üzere olan pipisini. Şişş dedi, sadece izle. Derin derin soluk alıyor, nefesi kesik kesik çıkıyordu. Bense kasıklarından yükselen ten kokusuyla karışkan erkeksi parfümünün rahiyasıyla oturduğum yerde kendimden geçiyordum.

Nefesi yırtıcı bir hayvanın avına saldırmadan önceki son anlarındaki gibi hırıltılı çıktı, gözleri kısıldı ve otuz bir çektiği kolu hızlandı. Şakşakşakşak.

Durması zor noktaya gelirken bir kaç adım attı bana doğru, üstüme boşalacak sandım. Fakat o sert bıyıklarla çevrili dudaklarını sol kulağımın arkasına dayağı ve şimdiye dek aldığım en erotik, en çekici, en tahrik edici ve en aşk dolu öpücüğü kondurdu.

Bir erkek bir başka erkeği ancak bu kadar erotik bir şekilde öpebilirdi.

Seninle seviştiğimizi kaç gece hayal ettim, biliyor musun?


Yorum Gönder

0 Yorumlar