Gücünün yettiğine değil de yetmediğine kafa tuttuğunda çözülecek bir çok sorun.


Rusya'ya karşı böylesine hızlı ve organize şekilde bir yaptırım dizisiyle cevap verileceğini on yıl düşünsem aklıma getiremezdim. Netflix'inden Apple'ında, Norveç'li petrol şirketlerinden Maersk'ine kadar pek çok kişi olaylar tarihteki benzerleriyle kıyaslandığında henüz öyle çok da kızışmamış haldeyken bu gibi reaksiyonları alabiliyorsa bu dünyada kötülüğe karşı halen bir umut var demek diye düşünebiliriz - yada düşünmeyebiliriz. O bizim şahsi politik duruşumuzla alakalı.

Burada, bol miktarda testesteronla desteklenir haldeki müthiş yüksek bir egonun sonuçları ile başbaşa kalan bir halk var. Dünyanın kuzeyindeki devasa düzlüklerin ve genellikle buzlu geçen mevsimlerin içinde, Rus halkının tümünün Ukrayna'nın işgalini desteklemediğini de açık seçik görüyoruz, onlar da ayakta, onlar da ne olacağını ve neyle karşı karşıya kaldıklarını anlamaya çalışıyorlar.

Savaş tamtamlarını çalarak kapı komşusunun / arka bahçesinin içinde savaşçılık oynayan bir devlete, organlarına ve hatta ekonomik yönden güçlü şirketlerine yaptırım uygulamakta herhangi bir sakınca yok tabii, fakat öğrencisi, müzisyeni, tiyatrocusu, sinemacısının bu çirkin oyun içinde ödemesi gereken bir bedel var mı, onu sorgulamak lazım.

Güce ve gücün getirdiği yıkıma karşılık insanlara bireysel ablukalar uygulamak bu işin içinde doğru çözüm değil bence. Çünkü okudukları okullardan atmanın veya çalıştıkları kurumlardan insanları sadece Rus oldukları için çıkarmanın adı Abi biz Rusya'ya yaptırım uyguladık değil düpedüz faşistlik. Çünkü sen, kendince geliştirdiğin ve kimin gücü kime yeterse mottosuyla uygulamaya koyduğun uygulamalarla fiziksel olarak bombayı atma kararı vereni cezalandırmış olmuyorsun. Yaptığın şey, oturduğun yerde eline biraz krem alıp avucunun içinde iyice yedirmek ve ardından da kaygan avucunla penisini kavrayarak kendini tatmin etmek. Tchaikovsky yasaklayarak eline ne geçecek mesela? Ya da sporcuları müsabakalardan men etmekle? Sorun bundan çok daha büyük, görmüyor musunuz?

Burada Rusya savunuculuğu yada Ukrayna'ya yazıklayıcık yapmıyorum. Yaşananların sorumlusu yakınlarında bir yerlerde yaşayan birey olarak Ruslar değil. İçlerinde kendi iktidarlarını savunanlar tabii ki var, fakat etrafında sanıyorum ki bizim kendi iktidarımızı savunanlar da var. Adam gidip doğrudan orada bomba patlatmadığına göre, yapabileceğin en fazla ağız dalaşı olabilir.

Senin gücün okulunda okuyan öğrenciye yada şirketinde çalışan meslektaşına yetiyorsa yapman gereken şey tüm samimiyetsiz kızgınlığını ve içinden yükselen cılız nefreti olayın asıl sahibine yönlendirmek. Gücünün yettiğine değil de yetmediğine kafa tutmayı başardığında çözülecek hayatındaki bir çok sorun. Bu yalnızca savaşla ilgili bir motto değil, günlük yaşamının içinde de faydalarını göreceksin bunun, emin ol.

Bugün hemen, sosyal medyanın sende sahte acılar yaratmasını ve tabiri caizse gazını alarak seni tepkisizleştirmesinden vazgeçmeye bak ve hayatını durmadan alt üst eden sözde yöneticilere karşı elle tutulur bir şeyler yapmaya çalış. İster dünyaya bir kez geldiğine inan, istersen bu yaşamının sonsuz bir döngü içinde deneyimlemen gereken bir zincir halkası olduğuna; başkalarının ihtiraslarının kurbanı olmaktan vazgeç.

Yorum Gönder

Copyright © xCoach. Designed by OddThemes