Batakhane hamamında, elim sikimde - Bölüm 2: kurna başı kıllı ayıları

Çok ciddi hayal kırıklıkları yaşıyorum bu aralar. İstediğim hiç bir şey istediğim gibi gitmiyor ve bunun acısını saçma sapan insanlardan saçma sapan ve hiç olmayacak yollardan çıkarmanın hayali ile yaşıyorum ve hala evet, kasıklarım şiş; "çıkması gerekiyor".

İçeri girdiğimde muhtemelen tellak ile göbek taşında yatan adam arasında bir münasebet gerçekleşiyordu. Ya sabunlu adam tellağı emiyordu yada tellak bunu parmaklıyordu, bilmiyorum fakat bilmek istediğim tek şey o an aralarında bir şey olmasını istediğimdi. Apar topar peştemal toparlanıp köpükler altındaki adamın kıçına çekildi ve edepli bir yıkama seansı başladı. Bir süredir nefret ettiğim kendi ter kokumun bana yaşattığı hırpani burun ziyanlığından kurtulmanın en kolay yolu bir kaç tas soğuk su dökünmekti. Başımdan aşağı soğuk suları devirirken aynı zamanda kaderime sövüyordum. Ayrıca tabii bir kez de başka hamamları denemem gerektiğine kendimi inandırmaya çalışıyordum.

Her hamam girişindeki peştemalime sarınma operasyonumda olduğu gibi benim küçük coach olmayan heybetiyle dikildi. Islandıktan sonra orada içine girme imkanım olan tek adamın da görebileceği şekilde peştemalimi toplarladım ve göbek taşına uzandım. Her ne kadar yıkanmaya devam etse de gözünü benim önümden alamıyorlardı. Evet, tellak da. Son yıkama işi de bittikten sonra köpükler içindeki prensesimiz çırılçıplak kalkarak tellağın arkasından su dökü

Kasım 10, 2017 0