İzmir depreminden sonra çok fazla şey oldu fakat öküzlük bâki misali, kalan tek bir şey var; depremde yıkılan evlerden filan çıkan insanların, çocukların ve hayvanların görüntüleri.
Şu fotoğrafları kendiniz gibi beş para etmez tiplerin takip ettiği sosyal medya hesaplarınızda, bloglarınızda, haber sitelerinizde, whatsapp gruplarınızda filan paylaşmayı sürdürüp insanların acılarını yeniden hatırlatmayın, travmalarını tetiklemeyin.
Siz pek haberdar değilsiniz ve bu konudaki duyarlılığınız en fazla hamam kurnasının önünü örten kirli bir peştemal leşiğinde biliyorum ama, biraz mahremiyete saygı göstermek sanırım sizin için bile çok zor olmasa gerek.
Birinin izniniz olmadan çektiği bir fotoğrafı saçma sapan bir yerlerde yayınladığını düşünün. Hah işte, o insanlar da seninle aynı şeyi hissediyor.
Bence siz çocukların fotoğraflarını filan umut diye paylaşıp duygusal simsarlık yaparken aynı zamanda alacağınız like ların hesabını yapacağınıza, o çocuklar neden o enkazın altnda kaldılar, onu sormaya başlayın bulduğunuz her yetkiliye.
Bakalım aynı likeları alabiliyor musunuz? Sizdeki bence ne biliyor musunuz, göstermelik bir duyar kasma hareketi. Bak, ben de ne kadar çok üzülüyorum! diye gösteriş yapmak, en az Starbucks'ta içtiğiniz kahvenin fotoğrafını hayat be! diye paylaşmanız kadar samimiyetsiz ve iki yüzlü.
Herkes her şeyi görmek zorunda değil. Bir de böyle düşünün.
0 Yorumlar