Sen geçmişinden bugüne sadece borçlarını, belalarını, yorgunluklarını, kırgınlıklarını ve çaptan düşüklüğünü getir, karşındaki kadın sana varını yoğunu sersin, araba iste altına araba çeksin, ev iste kredi çeksin, dükkan iste iş açsın?
Var mı böyle bir dünya? Gerçi var, Mükü'de filan sıklıkla görüyoruz.
Sen de istediğin gibi yat, kalk, ye, iç, kendine özel tuvaletinde sıç; evin her yerini leş gibi sigara kokut üzerine bir de çörünü çöpün kalsın geriye.
Ne âlâ memleket.
Yetmedi mi, geçmişte kendini bugün de eşim dediğin insanı tükettiğin gibi bir de onun ailesini de tüket, varlarını yoklarını senin saçma sapan ve her birisi birbirine benzemez saçmalıkların için harcasınlar.
Hani son zamanlarda duyuyoruz ya kadın girişimcilerin sayısı arttı, artık daha fazla kadın iş sahibi, işveren filan diye. Hah, işte o kadınlar, boynuna kadar borca batık olan adamların yerine iş kuruyorlar, işler yine o batık adamların elinde. Kadının adına kredi falan çekiyorlar, hop, ondan sonra ortada yok. Sağda solda paraları yiyip kürkçü dükkanına dönen tilki misali pişmanlıkla yıkanarak dönüyorlar.
Demem o ki, ister kadın olun ister erkek; hayatınıza alacağınız kişinin, yaşadığı hayatta kendini bir yerlere getirmiş olması koşulunu arayın. Hayatta birisi için en değerrli kişi olmayı hak ediyorsunuz. Kimsenin sizi ve sizin şartlarınızı kullanmasına izin vermeyin.
Ne kadar yakışıklı / güzel olursa olsun, ne kadar iyi sevişiyor / güzel sikiyor - güzel alıyor olursa olsun, kendinizi kullandırmayın. Değerlisiniz ve size değer verecek birilerini bulun. Yapabilirsiniz, biliyorum.
Çok sinirlendim.
By.
0 Yorumlar