Ne güzel di mi kızlar, eğlence var, dans var, boğaza karşı yenilen - gösterilmese de kafası yaşatılan rakı keyifli - akşam yemekleri var, tarih var; tarihi binalar var, çil çil altınların olduğu Kapalıçarşı'nın hemen ardında lokum kesen amcalar, sokakta özgürce yürüyen gençler... Hatta - ay bayılırım - alışveriş var ( her zaman yeni bir çift ayakkabıya ihtiyacım vardır)
Aşağı yukarı 20 yıldır bize dayatılmaya çalışılan tüm saçmalıkların aksine, "ne kadar da yüzü batıya dönük bir İstanbul güzellemesi" demeden geçemiyor insan.
Halbuki videonun içinde, şehirde yaşayan ve şehrin asıl sahibi olan insanlara kapatılmış olan alanlardaki ucuz kapışmalara, yüzümüzün tam ortasına sıkılan biber gazlarına, girişi kapatılan parklara, parmaklıklarına kelepçe vurulan üniversiteleri falan arıyor insanın gözü. Her birisi birbirinden kötü ve kalitesiz binalar, binlerce ağaç kesilerek açılan otoyollar, geçiş garantisi verilen köprüler... Onlar da yok. Bu videonun içinde eleğe dönmüş sınırları ellerini kollarını sallaya
sallaya geçen mülteciler de yok mesela. Saç ektirmek için gelenler de
öyle. Hatta bir kilisenin kapısının üstündeki haçın yanında dans edenler de. Sanki yanı başında yaklaşık bir milyon tane cami ve mescid yokmuş gibi camiye çevirdiğimiz Kariye Müzesi ve Ayasofya'da namaz kılanlar da yok.
Daha sayamayacağım çok şey yok bu klipte.
Kaldı ki gözümüze gözümüze sokulan ve alttan alttan "böyle olacaksınız, alışmaya başlayın" mesajı ile iteklenmeye çalışılan muhafazakar kesime dair hiç bir sahnenin bu videoda olmaması da başka bir ironi. Din simsarlığını geçici olarak bir kenara bırakmanın ötesinde, inanan ve inanılan arasında kalması gereken bir konunun "müşteri" çekmeyecek olması sanırım buradaki en önemli nirengi noktası. Geldiklerinde göremeyeceği şeyleri neden insanlara gösterip duruyoruz?
Siyasal İslam denilen şeyin ne derece tehlikeli olduğunu gösteren gayet güzel bir iş aslında. "Onlar olmasa şimdi nasıldık" kıyaslamasını bile yaptırabilir bize.
Bu kimin İstanbul'uysa ne güzel olmuş, keşke bizim erişebildiğimiz İstanbul'da böyle olsa da, akşam üstü saat 5 güneşinin altın ışıltıları altında kafamızı kaldırım taşlarıyla ezilmeden sokaklarda buna benzer danslar ederek gezebilsek filan.
0 Yorumlar