Gizli gizli dinlediklerimiz: Tuğba Ekinci


Hepinizin gizliden gizliye dinlediği şarkıların olduğunu biliyorum. Etraf ne der? diye korktuğunuz ve asla ama asla Spotify listelerine alamadığımız fakat, evdeki eski mp3 çaların içine tüm versiyonlarıyla birlikte sakladığınız, kablosuz kulaklığınızla bangır bangır dinlerken evde yırtık pijamalarla dans ettiğiniz, dan ederken bir tek kendinizi parmaklamadığınızın kaldığı ve hatta ulu orta yanlış bir yerde ağzınızdan dökülen nakaratıyla yüzünüzü kızartan.

Nereden indirdiğimi hatırlamıyorum ama, Tuğba Ekinci'nin "en iyi şarkıları" adında bir toparlama MP3 serisi indirmişim. Geçen gün yenilediğim cep telefonumun içindeki hafıza kartını karıştırıp içindekilere daha büyük bir ekranda göz gezdirirken gördüm klasörü ve bugünün yarısını Tuğba Ekinci dinleyerek geçirdim.

Renkli ve ihtiras dolu bir seksin ardından salgılanmış vajinal bir miktar boşaltının silinip temizlenmesi suretiyle kullanılıp atılmış bir parça ucuz kalite selpaktan hallice, aldatmış ama pişmanlıktan yıkılan, geri dönmek isteyen, üzerine yetmezmiş gibi delicesine kıskanma potansiyeli olan erkeklerin minik ve sevimli bir yavru kediye dönüştürüldüğü şarkılarda adeta kendimi buluyorum.

Bir nevi gizli gizli orgazmik anlar yaşamak gibi. Ofiste bir an için çıkılan "gizli anlar yolculuğu". Sıcak, ihtiraslı, yasaklarla bezenmiş, dikenli güllerle dolu bir yolda üzerimde yalnızca siyah bir pamuklu kilotla yürümek gibi.

Sonuçları mağrur, buruk ama onurlu. Ay ne çok şey.

Sonuçta kim dışarıda aslan, yatakta fahişe bir adamla birlikte olmayı reddedebilir ki? Hele ki bir de hem emip hem gömebiliyorsa.

Gerçi kimseyi kediye çevirmedim ama beni terk eden adamların - özellikle Kurabiye'nin - bir gün salya sümük ağlayarak kapıma gece vakti dayanması fikrini hiç de fena bulmadım.

"O bana dönücekk." İnanılmaz büyük bir hayal. Gerçekleşme ihtimali Emirates'in A380'inin günde üç kez İzmir'e inme ihtimalinden bile düşük. Kim bilir belki Covid'e yenik düşmüştür.

Neyse. Yüzünü batıya ve dolayısıyla götünü de olanca hırpalanmışlığıyla doğuya dönmüş olan ortalama bir dinleyici olarak Tuğba Ekinci'nin şarkılarının trafiğini, söylediklerini ve söylediklerini nasıl söylediğini seviyorum.

Kendini vazgeçilmez hissetmek, aldatılan mağruru oynamak, kurban psikolojisine bürünüp söz gelimi modern ağıtlar yakıyor gibi içlenmek ve karşısındaki insanın sana yalvar yakar geri dönmek istediğini sanmak için gerçekten çok büyük özgüvene sahip olmak gerekiyor.

Ki bunu, dünün tombul falcısı bugünün sosyal yardımlaşma denince akla ilk gelen tuhaf varlığını silikonlarla desteklenmiş iki şişkin memesinin arasına salya sümük bastırıp fotoğraf çekmesinden anladık her birimiz.

Orada olmak için kaç erkeğin Orta Doğu ve Balkanlar da dahil olmak üzere dünyanın belirli bir yüzdesini yakabileceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Kime niyet kime kısmet.

Böyle bir özgüvenin bende olmasını gerçekten çok isterdim. Ve hatta bedeli varsa ve kredi kartına taksit yapıyorlarsa, VW T-Roc hayali kurmak yerine bunun taksidine girebilirim.

O derece yani.

Yorum Gönder

Copyright © xCoach. Designed by OddThemes