Better than sex: basiti aramak / bir kaçamağın hikâyesi

Sen benden pek hoşlanmadın galiba dedi ağır bir Ege şivesiyle. Aynı zamanda dimdik olmuş ama bir türlü patlamaya yanaşmayan, başı kırmızı erik gibi kızarmış şeyimi ağzından çıkarmış ve bir kaç gün önce traş ettiği sakalının arasında gezdirirken.
İçimden bir yerden derin bir inilti fışkırdı adeta, aşkolsun, olur mu öyle şey, hoşlanmasam şimdi karşında böyle olur muydum?

Aramızdaki şey zaten sen bir bayanla nasıl yaşıyorsun? diye sorduğunda bitmişti.

"Böyle olur mu" dediğim hal de, lacivert blazer ceketimin içindeki buz mavisi çizgili gömleğimin onu iki yana açılmış, atletim göbeğime kadar sıyrık ve tek göğsüm de atletin kendi ekseni etrafında dönmesi suretiyle fırlamış gitmiş. Siyah saten kilodum adamın omzundaki bacağımdan sarkıyor, yatağın kenarından sarkan ayağımda ise baldırıma kadar çekilmiş saten - pamuk karışımı bir siyah çorap var. Yemeyip içmeyip para biriktirip anca alabildiğim Stemar loaferlarım da yatağın yanında, birisi ters dönmüş, yerde. Tahmin ettiğiniz üzere adam ağzıyla alt takıma çalışıyor.

Yanlışlıkla ayakkabılarımın üzerine basmasa bağri. Değil o, ben kendimi satsam aynısını bulup yerine koyamam.

Kafasını yine toplarımın arasına gömüyor, büyük burnuyla benim ufaklığı iler geri oynatıyor diliyle aşağıya çalışırken. Şeytan bir an için diyor ki şunun yüzüne gözüne patla; sonra bir de buna duşu aç, temizlenmesini bekle. Çekemem.

Gerek görmüyorum. Hem kıyafetlerim o an için çirkin bir kıyaslama olscsk belki ama, adamın ederinden daha fazla görünüyor. Aç geçen ayların ardından zamanın parasıyla, kur henüz 5 lira civarındayken €500 verdiğim ceket - gömlek - pantolon kombinasyonumu gereksiz yere kirletemem.

Yukarı uzanıyor ve sol göğsümü, anasını emen yavru bir kedi gibi çekiştirirken bir an için gözlerim kapanıyor ve karşımda tüm o materyalist kimliğiyle Kurabiye var gibi geliyor; fırından yeni çıkmış elmalı kurabiye gibi kokan erkek kokusu ve benimkinden daha fazla kullanılmış olan bir karış şeyiyle yine beni başka dünyalara uçuracak sanıyorum. Morartma, yengen fark etmesin.

Hatta bir an için bizim fabrikadan kargoları almaya gelen göbekli ve kolları kıllı genç irisi adamı düşüneyim diyorum, ama ı ıh, gözümün önüne gelecekte gibi değil.

Bu da aynısını yapıyor, fakat tek farkı Kurabiye'nin çoğu zaman elime ve ağzıma sığan küçük iki cevizin üzerinde uyuyan küçük erkekliği. Bununki epey uzun ve kalın. Adeta boyuyla ters orantılı. 

Sıkılıyorum, yeniden ağzındayken "yutçan mı" diye sorduğumda kırk yıllık saksocular gibi son bir şıpırtıyla ağzından çıkarıp biraz krem sürüyor ve aynı kaşarsal deneyimle biraz havluyu eline dolayıp beni sözde eline sağıyor. Ben de az değilim hani, çok zevk almışım gibi inliyorum bir kaç kez pro mod orospular gibi. Bacaklarım, bacaklarımın içleri ve ayaklarım kasılıyor orgazmdan ama sadece göstermelik bir haz silsilesi bu. Beynim hala akıl almaz sahnelerle dolu.

Hiç senin boşalmanla uğraşamam diye geçiyor kafamdan, zaten 1.70'im dediğin halde 1.50 çıktın, bir de sana oral mı atacağım? Elimi bile sürmedim. Hatta belki aşk orucuna girip sex detoksu falan yaparım. Kendimden, hayattan ve cinsel hazlardan öylesine bir soğuma geldi bir anda.

Hadi hazırlan da ben seni trene atayım. O arada saten kilodumu henüz yumuşamamış şeyimin üzerine çekip yukarı doğru kıvırıyordum, çorabımı giyiyorum. Gömleğimi ilikleyip pantolonumu çektim. 1.50'lik, yanıma gelip elini pantolonumdan içeri soktu, acaba ellerini temizledi mi? okşuyordu azgınca. Çek kız elini dercesine uzaklaştırıyorum küçük ve biçimsiz tırnaklı elini.

Bir daha ne zaman görüşürüz, bu sefer seni gravatınla bağlamak istiyorum.  Olllddu canım, başka bir arzun? Sen benim üstüme bir bardak soğuk su içersin artık ustam. Zaten eve de televizyon tamircisi diye aldım, komşuların nazarı var, sen yavaştan uza istersen. Gencim güzelim, seni üzerim. Gravatımla bağlayacakmış. Ahahaha filan.

Arabayla istasyona doğru giderken donunu neden yırtmadığımı soruyor doyumsuz bir tavırla. Ben sanki ona basit bir şey almasını söylememişim gibi, gidip intimissimi'ye fason üretim gibi şekil bir şey almış. Basit seviyorum anlamadın mı daha?

2 yorum :

  1. kıyafetlerini, bir insandan daha değerli görmen çok çirkindi. fazla okuyamadım ve bunu yazıp tekrar kaybolmaya karar verdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kız gelip şurada duyar kasıp "omo önsono vörölön döğör" falan diye sentetik serzenişlerle sitemlerinizi sunmuyor musunuz?

      Ayol ben materyalist biriyim, trink €500 saydığım bir şeyi de eğer senin için de bir sakıncası yoksa biraz koruyayım kollayayım di mi ama? Altı üstü, bir posta boşalmak için bir kaçamak yapayım dedim, isterseniz evin tapusunu ve arabanın ruhsatını da geçireyim adamın üstüne.

      Önce kendi çirkinliklerimizle yüzleşçez ki sonra gidip başka ibneleri değer yargıları ve öncelikleri üzerinden yargılayıp kınayalım bebişim.

      Xoxo
      Kraliçen

      Sil

Copyright © xCoach. Designed by OddThemes