Bana karımın bile yaşatamayacağı bir deneyimi, yüzünü bile görmediğim bir adam nasıl yaşattı?

Sembolik bir tarzın yeni yetme heyecanlarıyla yaşayıp giderken klasik anlamda çıkış yolları arıyor ve Kanada yönüne giden bir Air Canada uçağının ekonomi sınıfında ikinci kalite bir meyve suyuna eşlik eden tek yön biletin hayalini kurmak üzere yolumu yine Kemeraltı'nın arka sokaklarındaki dehlizlerine birine çeviriyorum.

Biri kilodumu sıyırsa ve izinsizce yasak anlar yaşasak filan derken, az sonra olacaklardan haberdar değilim tabii.

Günün cumartesi olmasının pek de bir önemi yok, nasıl olsa ayın sonu, hatta yeni yılın başı; kimsede ulu orta cuma alıkacak hal yok. İçeri girdiğimde kimse yok; elimde altın renkli kendinden sabunlu büyük bir lif ve mentolü bol bir şişe duş jeli. Niyetim namusumun olabildiği her kırıntısına sahip çıkarak keyifli bir kaç saat geçirmek. Öyle ya, kimse yok, bear başıma çırıl çıplak bir başıma şiirle fısıldayıp bağıra çağıra şarkılar söyleyerek geçireceğim bir öğleden sonra olacak.

Kurnanın birini sıcak suyla doldurup içinde bolca duş jeli köpürtüyorum ve peştemalımı en yakınımdaki ayırıcı mermerin üzerine atıyorum öylesine bensiz, öylesine saf ve vakûr.

Bir suyumu dökünüp üzerimdeki bol mentollü köpüğü şöyle bir arındırıp kendimi yeni yeni buharla dolmuş karanlık saunaya giriyorum; içeride zaten kimse yok nasılsa, bacaklarımı ayırıp yarım şınav da çekiyorum sırtımı kütlete kütlete, gün geçtikçe büyüyen ve önlemini nasıl alacağım konusunda hiç bir fikrimin olmadığı göbeğime aldırmadan, popomu gizlemeye gerek duymadan yerlere eğillip sözde esnemeye çalışıyorum filan. Finalde ise göbek taşında çıplak plank var, olabildiğince uzun (yaklaşık 10 saniye) bir plank sekansından sonra üstümü başımı toplamaya gerek duymadan yüz üstü taşın üzerine uzanıp kalıyorum. Nasıl olsa kimse yok, benim ufaklık bacaklarımın arasında öyle sakin ve sessizce yatıyor.

Ta ki traşlıktan bir anda çıkıp geliveren bir adamın karanlık odanın kapısını aralamasına kadar.

Rahat ol, yat öyle diye söze giriyor; atar topar telaşım yatışıyor ve ayak ucumda bir adam otururken ben yüz üstü, götüm ayan beyan ortadayken içinde olduğum rehaveti olanca rahatlığımla yaşamaya devam ediyorum. Böyle rahatlık İskandinav ülkelerinde dahi söz konusu değil.

Klasik anlamdaki çıkış yollarım tükenmeden hemen önce kalçalarımın arasında bir elin varlığını hissediyorum. Aman tengrim; oracıkta iğfal mi edileceğim yoksa yaşayıp yaşabileceğim en egzotik deneyi bu mu olacak?

Ben bir sıcak su döküneyim diye dışarı çıkıp elinde iki tane sıcak su dolu kurna tasıyla geri dönüyor, kalçalarımın arasına döküp okşadıkça okşuyor; tabii ben de rahat durur muyum, kendimi kasıyorum, çekingenlikler sergileyip sanki bu yolun yolcusu değilmişim gibi sahte senaryoların baş rolünü oynuyorum. 

Ben bir süredir altın renkli bir yüzük taktığım için böyle sıra dışı mekanlarda evli bir erkek sanılıyorum ve bunun ekmeğini yediğim de olmuyor değil.

Adam kalçalarımın arasında elini gezdirip aynı zamanda peştemalının arasından kendini sıvazlarken bunu sana karın yapmaz diye telkinde bulunuyor. Karım mı?

Cevap olarak derin bir inilti çıkarıyorum. Adam verdiğim yanıtı beğenmiş olacak ki, göbeğimden tutup kalçalarımı biraz yükseltiyor; eyvah, yüzünü bile görmediğim birisi tarafından evire çevire sikileceğim.

Hiç de beklediğim gibi olmuyor gelişme; kalçalarımın arasında dolaşan eller gözlerimi karartıyor ve bacaklarımın arasında henüz kendime hiç dokunmamışken inci beyazını salıyorum; fakat o da ne; bir vakum hareketi benim ufaklığın başını vakumluyor. Belki ilk değil ama, en egzotik oral seks deneyimim olduğu kesin.

Karın sana bunu da yapmaz diye ekliyor ağzında biriken dölü yere tükürüyor, ardından ben henüz taşın üzerinden kalkmadan aynı dil bu sefer kalçalarımın arasında gezinmeye başlıyor...

Her şeyin ardından, daşşaklarım emilmekten zonklar; yüzük parmağımda altından bir alyans takılı elim sol yanımda sallanır ve sıcak mermerin üzerinde oturup sakinleşmeye çalışırken, az önce yüzümü dahi görmediğim adam karşımda çırılçıplak yıkanıyor.

Ben buna mı verecektim?

Yorum Gönder

Copyright © xCoach. Designed by OddThemes