Ex'ten kalan anektodlar, burnumda kalan süt köpüğünden gizli orgazm ve hoşunuza gitmeyecek dikteler

Bir arkadaşım, haftasonunda çıktığımız Alsancak'taki keyifli bir kafede oturup kendi işiyle ilgili bir deneyim üzerine konuşurken ex'lerimden biri hakkında imalara çok fazla takılarak yaşıyordu dediğinde, kırk yılda bir içtiğim süt köpüklü ve kremalı kahvemin burnumda kalan minik ve sevimli kalıntısını siliyor ve kasıklarımdan yukarı doğru yükselen gizli orgazmcıklarla keyifleniyordum. Manzara ise sarı renkli Pasaport iskelesiydi ve tatlı renkli sarı renk, mavi ile yeşil arasında gidip gelen denizin üzerine vuruyordu. 

Henüz beş dakika olmamıştı ki kimse için deniz feneri değilim artık diye kendimden büyük sözler etmiş ve arkama keyifle yaslanmıştım. Üstümde belime ve kasıklarıma tam oturan deve tüyü rengi pamuklu bir pantolon, her ayının gardolabında olması beklenen ekoseli bir gömlek ve kış günü giydiğimden, her erkek tarafından bir çift helal olsun beklediğim püsküllü ayakkabılarım vardı.

Sohbet ilerliyor ve buğulanan gözlerim buğulandığı hızda açılarak hazla parlıyordu.

Kabul edilebilir sınırlar dahilinde bir süreliğine (yaklaşık 3 saat falan) acabalarla yıkansa da beynim, bittiğine en çok sevindiğim ilişkim olduğunu bir kez daha anladım.

Twitter'da gördüğüm enerjimizi tüketen ilk on alışkanlık sıralamasında zaten her olayı kişisel algılamak, geçmişe takılmak, çözüm üretmek yerine suçlu aramak ve dedikodu yapmak zaten ilk beşte. Bunların tamamı zaten ilgili arkadaşta vardı.

Burada kızım sana söylüyorum gelinim sen anla yapıyorum; herkesin kendine ait bir yaşamı olduğunu da unutmaman lazım. Etrafınızdaki insanların size herhangi bir konuda tavır aldığını yada atar-gider yaptığını düşündüğünüzde, aklınıza gelen ve yapmak istediğiniz ilk şey ama o da öyle - ama o da böyle diye üzerine yapıştırabileceğiniz bir suç aramak değil de acaba o gün onun hayatında her şey yolunda mı diyebilmek olmalı örneğin.

Haklı olduğumu bir kez daha görmenin haklı mutluluğunu yaşıyordum.

Toplum içinde çoğumuz, hayatımızın hiç de kolay olmayan bir evresinde yaşam savaşı vererek yaşayıp gidiyoruz. Kendi işine bakmak, etrafındaki mümkün olan en güzel şeyi görmek, hatta hiç bir şey yapamıyorsan kafanı gökyüzüne kaldırıp biraz deniz havası almak ve bundan en iyi şekilde faydalanmayı ummak yerine niye etrafındaki insanların davranışlarını senin şahsına yapılmış birer hareket olarak algılıyorsun?

Kaldı ki sana hiç kimse demiyor ki sen kimsin ki etraftaki diğer insanlar sana tavır yapsın, bakış atsın, imalarda bulsun?

Îma etmekle ilgili sorunlar yaşamak da başlı başına bir başka kavram karmaşası. Oldu olacak 

Öte yandan kabul etmeniz gereken bir diğer acı gerçek ise, aslında etrafımızdaki insanlar arasında kendimizi gördüğümüz kadar önemli birileri olmadığımız. Çoğu zaman önemsenmiyorsun bile. Sokakta da, işte de hatta evde de. Eğer kaynağı belirsiz imkanlarını etrafındakiler için saçmıyorsan, seni önemseyen ve dediklerine kulak veren insanların sayısı anca üç, belki beş.

İnsanlar seni iki türlü önemser; ya onlar için imkanlar sunarsın, senin yanında paran için dururlar yada yaptığın işlerle başarılarla kendinden söz ettirirsin. Bana sanki ikincisi daha önemli ve kalıcı gibi görünüyor. Yetişkinliğe erişmiş olan her insanın karşılaştığı sorunlarla başa çıkma kabiliyetinin gelişmiş olması iyidir, fakat bunların çözüm yolu sorunlardan kaçmak, karşıdakini suçlamak ve bunları görmezden gelmekten geçmiyor. Sahte göz devirmeleri, kılıç keskinliğinde olduğunu düşündüğün ama anca mektup açacağı kadar yaralayabilecek sözleri bir kenara bırakıp çözüme odaklanman lazım. Tabii bunu yaparken dedikoduyu, yaftalamayı, karalamayı ve aman o da zaten böyleciliği bir kenara bırakman lazım.

İzlediğiniz drag şovlarından, takip ettiğiniz fenomenlerin tutarsız davranışlarından, instagram'ın sahte ilüzyonunndan işinize geleni olduğu gibi alarak etrafınızdaki insanları birer deney tahtasına çeviriyor, karşınızdakine fevri davranışlar sergiliyor, sivri sözler söylüyor ve kalp kırıyorsun. Seni ileri götürecek olan kadın kılığına girerek bunu pazarlayan erkekler, hayatına faydalı hiç bir şey katmayacak olan deneyim videoları yada hiç biri birbine benzemez derecede kötü olan davranış bozuklukluklarının normalleştirmesi değil.

Önemli olan kendine yatırım yapman.

2 yorum :

  1. Bu yazıda biraz transfobi mi algılıyorum? Drag showlarla yada kadınsı erkeklerle bir sorunun olmadığını düşünmek istiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok zaten. Fakat kadın kılığına girmiş ve bunu epey yeni bir mizah malzemesi gibi durmadan ısıtılıp ısıtıp sunanların işin kolayına kaçtığını düşünüyorum.

      Sil

Copyright © xCoach. Designed by OddThemes