Dijital çağdayız ve bunun nimetlerinden gerek hornet gerek growlr kullanarak yararlanıyoruz iyi güzel tamam falan da, bu işin aksamadan devam etmesini sağlamak için en önemli bileşen olan veri merkezlerine güvenmekten başka çaremiz şu an için görünmüyor. Yolladığınız nudelerin yerine ulaşması ve bir kez görüldükten sonra silinmesi için falan, internet hizmetlerinin kesintisiz sürdürülmesi ve verilerin güvenli bir şekilde depolanması için bu veri merkezleri kritik bir rol oynuyor. Hiç birisi birbirine benzmeyen kalitesizlikte ve anlam yönünden oldukça mânidar göndermeler taşıyan videolardan durmadan üretmeye devam ettiğiniz sürece dibi kirli bir leğenden taşan berrâk bir suyun ziyan oluşu gibi, bu veri merkezlerinin yenilerine ihtiyaç olacak.
Ayırdına varmamiz gereken ve dikkatimizi olabildiğince çok çekmesi gereken en önemli konulardan birisi merkezlerin çevresel etkilerinin gün geçtikçe daha fazla tartışıldığı. Epey fazla soğutma ihtiyacı oan bu yüksek kapasiteli merkezlerin soğuk iklimlere sahip olan bölgelerde kurulması her ne kadar soğutma ihtiyacını azaltması bir avantaj olarak görülüp göz yaşlarımızı akıtan dramatik bir mutluluk yaratsa da, ürettikleri ısının çevreye olan etkileri konusunu hemen hemen hiç konuşmuyor oluşumuz aslında içinde bulunduğumuz önemli bir iki yüzlülük.
Belki de içinde tutulan xx videolarınız, altından bir yerlerden kirli bir tuvalet deliğinin göründüğü ve kezzapla anca yok edilebileckek bir parça tatağın eşlik ettiği sözde erotik fotoğraflarınızı da barındıran bu veri merkezleri, büyük miktarda enerji tüketen ve bu enerjinin büyük bir kısmını ısıya dönüştüren devasa tesisler. Soğuk iklimlerdeki coğrafyalarda kurulmalarınınsa belli başlı bir sebebi var, o da soğutmak için harcanan enerji maliyetini düşürmek. Sevimli ve akla yatkın bir çaba gibi görsek de, bu devasa enerji oburlarından yayılan devasa enerji hakkında düşünmediğimiz bir şey var; o da çevreye yayılan ısının çevre üzerinde yarattığı sinerji.
Her gün bir yenisinin daha konumlandırılacağı ilan edilen bu veri merkezlerinin soğuk iklime sahip coğrafyalarda yoğunlaşmasının bölgenin ısınmasında büyük katkısının olacağını söylemek yanlış olmaz.

Ağzımıza yapışmış ve tadından dolayı boşalmak bilmeyen bir erkeklik organını emiyormuş gibi evirip çevirdiğimiz sürdürülebilirlik kavramına pas atmadan bu konuya tabii ki kapatamayız. Bazı projeler, ortaya çıkan bu ısıyı evlerin ısıtmasında kullanmayı hedeflese de bununla ilgili aşılması gereken bazı sorunlar mutlaka çıkar. Bir de her ne kadar oluşan ısıyı veri merkezinden taşıyıp evleri ısıtmak için kullanmayı planlasak da, merkezin etrafında oluşan ısı adası etkisinin özellikle kış aylarında daha belirgin hale gelmesi kaçınılmaz bir sorun. Bu etki, kar örtüsünün erimesine, ileri düzeyde buzulların hızla küçülmesine ve bölgedeki doğal iklimlenme süreçlerinin bozulmasına neden olacaktır. Yani siz iki tane onlyfans videosu yükleyecek yada kolinize bir kaç tane ucuz yollu video atacaksınız diye buzullar mı erisin?
Ortaya fi tarihinden kalma bir kaç mamut ve ilk insan kalıntısı da çıkıyor, bu da işin beklenmeyen tuhaf sonuçlarından biri. Ekolojiyi bozmak bilime hizmet edemez.
Yüksek enerji tüketimi yüksek karbon ayak izi ile doğrudan bağlantılı bir süreç. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim, bu etkinin azaltılması açısından kritik öneme sahip fakat buradaki yenilenebilir kaynak dediğimiz şeyin doğal bir iklim parçacığı olması asıl sorunlardan yalnızca biri. Burada içime drama pasta kaçtı, önceki cümleyi onun sesiyle okudum.
Gidemesek de göremesek de, soğuk iklimlerin kendine özgü flora ve fauna yapısı var ve buralara kontrolsüz şekilde ısı saçan bazı noktacıklar serpiştirmek doğanın kalbine saplanmış bir oktan farksız gibi görünüyor. Bu bitkiler ve hayvanlar daha yüksek sıcaklıklara uyum sağlayabilecek mi, orası belirsiz; kaldı ki neden uyum sağlamalarını beklememiz gerektiği üzerine de ayrıca tartışabiliriz.
Soğuk buz çubuklarını götüne sokup orada eritmeye benzemeyen bir süreçten bahsediyorum burada. Demirleri eritecek bir ateşe sahipsen bir zahmet Titanic'in oralarda bir yerlerde derin dalış yaparak halletmeye çalış bu sorununu.
Soğuk iklimlerde kurulan yüksek kapasiteli veri merkezleri, tek taraflı olarak baktığımızda enerji verimliliği açısından kendini haklı gösteren ve uzaktan bakıldığında ay ne kadar da sevimli dediğimiz avantajlar sunsa da gözümüzden kaçırdığımız şey çevresel etkileri. Ürettikleri ısının, yerel iklim ve ekosistemler üzerinde olumsuz sonuçlar doğuracağı kesin. Bunu ister evlere yollayın isterseniz dünyanın merkezine bir yolculuğa çıkarın. Bu nedenle veri merkezlerini kurarken ve konumlandırırken bunların çevreyle olan etkileşimlerini iyileştirmenin yolladını bulmalıyız.
Belki de yeni veri merkezlerine ihtiyaç olmayacak şekilde düzenlemeler yapıp veri merkezlerinde çok yer kaplayan gereksiz içeriklerin fişini çekerek bu alanlara olan ihtiyacı azaltmalıyızdır, kim bilir. Aksi takdirde, kısa vadeli ekonomik kazançlar, uzun vadede çevresel kayıplara neden olacak.
Sanki dünyanın geri kalanı çok umrunuzdaymış gibi, lol.
2 Yorumlar
çok ilginç ama bir o kadar da önemli bir konu olmuş sevgili x-coach. Düşüncelerin ve sunduğun çözümler de oldukça ilginç. belki de paylaşmalısın y-etkisi olan kişilerle, karşılık bulabilir.
YanıtlaSilYa benim bu söylediklerim binlerce kişinin olduğu herkesin mümkün olduğu kadar çok yüksek sesle söylediği şeyleri duyurmaya çalıştığı bir kalabalık içindeki cılız bir haykırıştan öte değil. Kaldı ki yaşayacağım süre bence artık yaşadığımdan daha kısa ve benim bu ülkeye, bu bölgeye, bu kıtaya hatta bu dünyaya dair söyleyecek pek bir şeyim kalmadı artık. Üzerime düşen söylemiş - duyurmuş - önceden uyarmış (ay bu uyarma kendini parmaklamak suretiyle bedensel bir uyarı değil, lütfen yanlış anlamayalım assfksk) olayım da, gerisi not my problem artık.
Silxo