xCoach

Bütün olandan bitenden sonra, Nagehan Alçı'nın Bugün Ne Oldu? programına çıkıp donuk, kırgın, mağrur ve yıllardır belli bir şeyden çeken kadının çekingen tavrıyla Nevşin Mengü'ye başından geçenleri anlatması çok ironik ve aslına bakacak olursak biraz da dramatik.

Burada aslında çıkıp kadının geçmişte yaptığı ve her birisi bir diğerinden daha kötü, yer yer iğrenç ve bu kadar da olmaz dedirtecek kadar abuk işlerin karşılığında başına gelenleri bir tane de sen vur minvalinde engizisyon ateşine barut taşıyan cahil köylü kurnazlığında ohlayacak ve beter olsunculuk oynayacak değilim. Ne yazık ki bu ateşe körük tutamıyorum. Ne yazık ki.

Gerçi, yıllar boyunca toplumun temel taşlarını yerinden oynatacak kadar tehlikeli ve tartışmaya açık, her birisi gelecekte ders kitaplarında ibretlik birer deneyim olarak aktarılacak eylemlerle tanınan Alçı'nın, şimdi engizisyon ateşinden bir tık daha tehlikeli oyunlar oynadığı kırmızı kadifeden rahat koltuğundan kalkıp da karşı tarafın eski ama sağlam iskemlesinde kendi hikayesini anlattıktan sonra karşılaştığı tepkiler, adaletin evrensel bir gereklilik olduğunu hepimize hem toplu bir şekilde hem de teker teker bir kez daha hatırlatıyor. Bu açıdan attığı tweetler ve Nevşin Mengü'yle kaydettiği içerik son derece önemli. Bu nedenle bu video kaydını buraya ekleme ve görmeyenlerin de görmesini sağlama ihtiyacı hissettim.

Bu örnek, hemen hemen hepimiz için hakkın, hukukun ve adaletin neden önemli olduğunu ve ihtiyaç halinde, insanların geçmişlerinde neler yaşadıklarına, hangi tarafta durduklarına ve durdukları tarafın tam da karşısında olanlara karşı nasıl davrandıklarıyla bağıntılı olmadan devlet / millet / ulus kavramlarının üstünde tutularak her insan için her an erişilebilir tutulması gerektiğinin en güzel kanıtı.

Nevşin Mengü'nün Nagehan Alçı'ya yaklaşık bir saat boyunca sorup dinlediklerini enli boylu şekilde tartışan, bu söyleşinin / iç dökmenin / günah çıkarmanın samimiyetten uzak ve birilerinin bildiği ama biz sıradan fânilerin bir türlü görmeyi başaramadığımız başka bir şeylerin üzerini örtmek üzere yapılmış bir kurgu olduğunu savunanlar var.

Simbiyotik bir takım ilişkilerin karşısında aydınlık tarafta kalmayı tercih etme hakkı

Evet, bu hikaye ve bu hikayeye dahil olan iyi yada kötü karakterlerin geçmişinde yada bugününde tuhaf ilişkilerin, herkesin çıkarına bağlı yakınlaşmaların, aydınlanmayı bekleyen bazı karanlık noktaların ve herşeye rağmen bir süreliğine ortaklaşa devam etmiş ve simbiyotik bir takım çıkarların izleri var. Bunları para, şan, şöhret, itibar olarak tanımlayabiliriz. Hatta kim bilir, pasta süslemek için kullanmadığımız türden pudra şekeri varyeteleri bile işin içine girmiş çıkmış olabilir, bilemeyiz. Bunlar için yok demiyorum, fakat hayatın içinde ve normal bir akışa sahip olan insanlar olarak bunlarla hangi boyutta ve ne şekilde muhatap olmamız gerektiğini bilmediğimden, ben de pek çok insan gibi aslında kolay olan yolu seçiyor ve görmezden geliyorum. Benim bir hayatım var ve onu olabildiği kadar iyi bir şekilde yaşamaya çalışıp hayatımı dünyanın aydınlık tarafında tutmaya gayret ediyorum.

Kaldı ki ben bu söyleyişi Nevşin Mengü'nün yapmış olmasını, karşıt görüşler arasında artık sağlanması gereken yumuşama ve artması gereken hoşgörü için de yerinde bir girişim olduğunu düşünen taraftayım. Taciz, tehdit, aşağılama ve ucu tecavüze dayanan hareketlerin tarafına bakmadan herkes için büyük bir sorun olduğunu ve bunun karşısında yine bir olarak durabileceğimizin ibret verici bir örneği.

Adaletin ve hukukun ayırdetmeden herkes için gerekli olduğunun somut ve ibret verici bir örneği

Benliğim Açaydım kollarımı gitme diyeydim formunda bir pişmanlıkla yıkanmamakla birlikte, Nagehan Alçı'nın gerektiği şekilde hakka / hukuka / adalete ulaşmasının sağlanması gerektiğini ve doğrularıyla, yanlışlarıyla, suçlarıyla, günahlarıyla ve sevaplarıyla (?) Nagehan Alçı'ya geride hiç kimseyi bırakmama mottomuz çerçevesinde destek olunması gerektiğini düşünen taraftayım. (Bence bu KK'dan geriye kalan yegane iyi deyişlerden birisi). Sonuç itibariyle kim yanlışın hangi aşamasında dönerse, kâr kârdır. Hiç olmazsa gelecekte düzgün birisi olmaya gayret etmesi için bu ona sunulmuş bir fırsat. Pazarlamacı ağzıyla negatifliği pozitife nasıl da çeviriyorum?

Adaletse herkes için istemeliyiz, hukuksa herkesinkini korumak için aynı çabayı göstermeliyiz. Bence bu bizi karşı taraftan farklı ve değerli kılan şey. Adalet ararken ve adillikten bahsederken göz göre göre birinin hakkının ihlal edilmesine göz yummamalıyız.

Teknik olarak baktığımızda tam anlamıyla keser ve sapın kendi ekseni etrafında döndüğü ve tavukla horozun cinsel anlamda rollerinin tam tersi yönde değiştiği anda gibiyiz ve bu durum kasıklarımızdan beynimize doğru yükselen inanılmaz büyük haz dalgasını tetikliyor ve besliyor, farkındayım.

Fakat bu durumun vahameti ve getirdikleri kısa bir süreliğine de olsa bekleyebilir. O hesapların sorulacağı günler de gelecek, emin olabilirsiniz - ki ben eskisine oranla o günlerin artık daha yakın olduğunu hissedenler arasındayım. Bizim bugün karşımızda bize kötülük yaparak bizi düşürmek isteyen insanlardan farkımız savunduğumuz değerler ve o değerlerin içinde - göreceli olarak söylüyorum: ne yazık ki, düşene bir tekme daha vurmak çoğunlukla yok. Kişisel olarak ikilem içindeymiş gibi görünüyor olabilirim, değilim.

Nagehan Alçı'nın 2024 yılı itibariyle bu ülkenin yakın tarihine yaptıklarını unutmadım, unutmaya niyetim de yok. Bunun hesabının halen peşindeyim, fakat şu anda beni beni yapan erdemlerden birisini gösterip kadının yaşadığı bu durumdan kaynaklanan adaletsizliğin giderilmesi için gerekli çabaların gösterilmesinin taraftarıyım.

Ne çok yazdım kız yine.

Halbuki şu anda bu satırları yazmak yerine Zürich'ten Toronto'ya filan uçan bir Swiss International'ın 4A business class'ında istiridye hüpletip şampanya içiyor olmalıydım.

Hayat; herkesi başka yorup görmüyor kimsenin gözünün yaşını (ya da, götünün).