Michael Gambon; lumos maxima.

Gerçek hayatımda Albus Dumbledore gibi etkileyici, sürükleyici, -günümüzdeki çarpıtılmış tanımı influencer olsa da ben klasik anlamıyla yaklaşıyorum- kanaat önderi ve nasıl desem... çevresinde gıpta ile bakılan birisi olmayı hep istemişimdir.

Acaba onu son beş filmde filan canlandıran Michael Gambon'da benim gibi düşünmüş müdür?

Etrafımızda olan ve birebir tanımasak bile orada olduğunu bildiğimiz için kendimizi uzaktan yakından iyi hissettiğimiz tüm insanların bir bir göçüp gidişine şahit olmak gerçekten katlanmamız gereken çok önemli bir acı.

Hagrid gittiğinde de böyle hissetmiştim.

Zaman zaman annem için, babam için, babannem için, annanem için (?) henüz olan biten bir şey yokken yastığıma bir kaç damla göz yaşı döksem de, bir gün gelecek bir telefonla bir son yolculuğa eşlik edeceğimi ve giden bir geminin - otobüsün - arabanın ardından mecburen bakacağım gerçeğini unutmamaya çalışıyorum.

Elbette burada hayali bir kahramana yönelik on senelik bir ağıt yakacak halim yok.

Dumbledore her ne kadar büyük burunlu, çok görmüş geçirmiş, çok bilmiş  ve biraz da kibir abidesi huysuz bir balamoz fikri üzerine kurulmuş sıradışı bir imgelem olsa da, herkes gibi ben de öyle bir figürün hayatımı değiştirmesini isterdim, daha ötesi öyle bir figürün aydınlattığı yolda yürüyen insanların olması fikri hiç de kötü gelmezdi... Gambon'da bize tam olarak bunu yaptı. Gerçek dünyada olmasa bile, evrenin bir yerlerinde, gençken yaptığı hatalardan hala pişmanlık duyan bir bunağı bize olduğu gibi anlattı.

Umarım daha güzel bir yere gitmişsinizdir Bay Gambon; asaları sizin için kaldırıyoruz bu sefer;

lumos maxima.

Yorum Gönder

Copyright © xCoach. Designed by OddThemes