xCoach

Bazen ruhumuz, aynı ortamda bulunan ilk canlıya umarsızca tutunur, onunla birlikte yaşamaya devam eder ve biz o kişiyle aramızdaki bağın çok geç farkına varırız, bir de bakmışız bu hoşlantılın, çakan mini elektriklerin neden olduğu hafif beğenilerin adını birden aşk olarak tanımlamışız. Voldemort'un hortkulukları da bence aşkın bir türüne vakıftı. Gerçi siz de haklısınız, üçüncü sınıf ve geceleri pavyona dönen mekanlardan ve aşksız bir birlikteliğin detaylarına hiç vakıf olamadınız. Kız acıdım şimdi bak her birimize teker teker.

Hepimizin hoşladığımız kişinin fotoğraflarına bakarak bir türlü uykuya dalamadığı geceler olmuştur. Gerçi sizin olmayan zaman olan zamanın yanında hiç bir şeydir de. Bu uykuzuz gecelerin sabahını ise yakından, bizzat kendimizden tanıyoruz; sıcak ve üstünde bir kaç tane sivri sineğin dolaştığı terli çarşafların içinde ıslak ve histeri yüklü, beklenti içinde yaşanmış sahte rüyalara usanmaz tabirler aradık ve Kemeraltı ile Alsancak'taki düşük bütçeli falcılara bunu tabir ettirmek için şehri, hatta ülkeyi boydan boya geçtik. Her birimiz hiç kimse üzerinde merak uyandırayan ve birbirinin ayı rüyaların tabirleri üzerine fasiküllerce hikaye yazabiliriz.

Burada size feleğin çemberinden tersli düzlü geçmiş ve fazla olgunlaştırılmış eski bir tekerlek kaşarın hatırı sayılır büyüklükteki bir diliminin o kendine has kibriyle yaklaşmıyorum fakat, bana da defalarca oldu. Burada size sır verdim, hadi yine iyisiniz.

Bir gülüşe, bir samimi söze, bir an kesişen gözlere çok aşık oldum (Burada 'ay ben çok basıldım, tectübeliyim' diye övünen Oya A. gibi şuh bir tavır takındım - övündüğüm şeyle iftihar mı etmem bekleniyor anlamadım), akıllara durgunluk veren çok hayal kurdum ve hepsi hüsranla bitti.

Ben üzüldüm siz üzülmeyin diye yazıyorum kızlar.

Yaşadığınız şeyin bütünüyle gerçek bir aşk olmadığını gösteren 5 işareti belirlemişler. Gerçi siz de eğer gözü kapkara kararmış iflah olmaz bir düşkün değilseniz bunun farkındasınızdır da, bu genel geçer tavırlarla kaleme alınmış anekotdları okuduktan sonra biraz kendi içinize dönün, yaşadıklarınızı tartın, ölçün biçin ve yolunuzda yürümeye devam edin; ister bildiğiniz yolda isterseniz o mük aşkı bulmak üzere ilk sapaktan başkasına. Size erkek mi kalmadı sonuçta?

1. Sohbet, muhabbet ilerlemiyor, konuşacak bir şey bulamıyorsunuzdur.
2. Orta yolu bulmak ve uyumlu olmak yerine devamlı olarak taviz vermeni ve değişmeni istiyor, talep ediyor veya bekliyordur.
3. Birlikte plan yapmıyor yada gelecekteki hayaller içinde "biz" değil "ben"den söz ediyordur.
4. Sana olan "muhteşem" aşkından toplum içinde, arkadaşlarının yanında yada sosyal medyada yalnız kaldığınızdan daha çok dillendiriyordur. Neyiz biz, sosyal yiyici mi?
5. Önceliği değilsindir. Bir damla göz yaşı, pıt.

Evet anlıyorum, hayat seni herkesi yorduğundan daha çok yoruyor, her an her yerde haksızlığın bin bir türlüsü ile sen - yalnızca sen başa çıkıyorsun ve bunu en değme drag sanatçısınından (?) daha dramatik bir performansla satmayı başarıyorsun da, yenmeden içmeden aylarca taksitleri ödenen pahalı ayakkabıların bir çantaya doldurulup evin anahtarının portmantoya bırakılma zamanı gelmiş gibi görünüyor. Sonuçta pahalı bir araba ile konforlu bir ev yalnızca sizin platoniğinizde yok, bulursunuz bir tane daha.

Kapıyı çekerken de sen tak kimi istersen koluna isimli güzide şarkıyı arka plana fon yapabilirsin örneğin. Aynı zamanda boşa geçen koskoca ömründe yaptığın hataları, verdiğin tavizleri, umursamadan harcadığın umutsuz zamanı da düşünmek için de doğru an. Yepyeni bir terli çarşaflar içinde histerik rüya tabiri sezonu başlıyor olabilir senin için.

Sonuçta hatanın neresinden dönersen kârdır...